Anne, muz smoothie istemiştim ve sen bataklık canavarı yaratıyorsun. | Open Subtitles | , أنا طلبت عصير الموز يا أمي و ليس مخلوق المستنقع |
Allison'la yogaya gitmeden önce bir smoothie almaya gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت للحصول على عصير قبل اليوغا مع أليسون |
Sevdiğin kızarmış ekmeklerden ve ahududulu smoothie aldım. | Open Subtitles | أحضرت لكِ الكعك و عصير التوت الذي تحبين. |
Gene işe senin yüzünden geç kalacağım. smoothie. | Open Subtitles | ستجعلني اتاخر عن العمل مرة أخرى العصير |
Doktoru smoothie'nin içinde bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال طبيبها كان هناك شيء في هذا العصير. |
Ve para biriktiriyorum çünkü bütün gün smoothie yiyorum. | Open Subtitles | كما أني أوفر المال لأن بإمكاني تناول العصائر المثلجة طوال اليوم |
Sheldon, Bill Nye ile smoothie içerken çektiği fotoğrafı attı. | Open Subtitles | شيلدون أرسل لي صورة له هو و بيل ناي يشربان العصائر. |
Ben bir çilek smoothie alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول علي عصير الفراولة , رجاءً ؟ |
Gel sana bir smoothie alayım. Daha ellerini kirletmeden. | Open Subtitles | هيا، وسوف تشتري لك عصير قبل ان تحصل على أيديكم القذرة. |
Hey. Hmm. smoothie yaptım. | Open Subtitles | مرحباً قمت بإعداد عصير الفواكة يمكنكِ اخذه معكِ للعمل |
diye tweet attım ve bir hastanede çalışan bir hemşire o anda oturduğum cafeye bir tane getirdi. ve ona bir smoothie aldım ve o cafede oturup hemşirelik ve ölüm hakkında konuştuk. | TED | و قامت ممرضة من مستشفى بإحضار واحد في نفس اللحظة إلى المقهى الذي كنت فيه، واشتريت لها عصير وجلسنا هناك نتحدث عن التمريض والموت. |
Kendime bir mango smoothie alacağım. Sen de ister misin? | Open Subtitles | سأحضر عصير المانجو أتريدين واحد؟ |
Bitkisel smoothie, yine yaptın yapacağını. | Open Subtitles | عصير الأعشاب، ها قد فعلتها مجددًا |
smoothie meyveli bir içecek. Biz kahve istiyoruz. | Open Subtitles | السموذى عصير نحن نريد القهوه |
Bir smoothie, bir de havuç suyu. | Open Subtitles | . عصير الفراولة و الجزر |
smoothie'nin içinde spirulina yosunu da var. | Open Subtitles | طلبت لك ما تحبينه يوجد (سبيرولينا) في العصير أيضاً |
Ali ve ben her gün aynı smoothie'leri alırız. | Open Subtitles | علي وأحصل على نفس العصائر كل يوم واحد. |
Bill Nye smoothie içtikleri yerde bırakıp gitmiş. | Open Subtitles | بيل ناي تركه في مكان العصائر |