"snow'" - Translation from Turkish to Arabic

    • سنو
        
    Lord Snow sizin gibilerin hor görüldüğü bir kalede büyüdü. Open Subtitles لورد سنو هنا ترعرع في قصر البصق تحت على أشباهك
    Öyle ki Lord Snow buradaki işe yaramazların içerisinde en iyisi sizsiniz. Open Subtitles إذن ، لورد سنو أنه ظاهر أنك آخر شخص عديم الفائدة هنا.
    Belki içinde bana söylediğinden daha fazla Caitlin Snow vardır. Open Subtitles ربما هناك المزيد كيتلين سنو بداخلك مما قادني إلى الاعتقاد.
    Snow uzun bir süre herkesin göz ardı ettiği bu içgüdüsü ile çalıştı. TED ولقد إعتكف سنو في معمله طويلاً لإثبات نظريته التي تم تجاهلها من قبل الجميع.
    Ve sonunda Snow salgının haritasını yaptı. TED وشيئاً فشيئاً تمكن سنو من رسم خريطة تفشي وباء الكوليرا.
    C.P. Snow iki kültürden bahsetmiş; bir yanda fen bilimi, diğer yanda beşeri bilimler; bu iki parça asla birleşemez. TED " سي بي . سنو " تحدث عن الثقافتين العلم كأحدى اليدين , والانسانية هي الأُخرى لا يجب أن تجتمعا
    - Ve Ranger. Yakaladığın şu adam - Snow. Open Subtitles أيها الجوال الرجل الّذي ألقيت القبض عليه سنو
    - Ben Patrick Snow. - Ben Samantha Walker. Open Subtitles كان ذلك تقريرنا لهذة الساعه,أنا باتريك سنو
    Dr. Snow ile ben bu konuyla ilgilenirsek daha iyi olur. Open Subtitles ربما قد يكون من الأفضل لو الدكتور سنو وأنا التعامل مع هذا.
    Sana yardım etmek için de Dr. Snow onu durduracağına inandığımız bir çözüm yolu buldu. Open Subtitles وتساعدك على القيام بذلك، الدكتور سنو وطبخه على حل ونحن نعتقد سوف منعه.
    Snow Flake. Niye hep yanlış söylüyorsun? Open Subtitles سنو فلياك , لماذا تخطئ دائماً في تذكر اسمها؟
    Honey Snow, Daphne Moon. büyük hayranın. Open Subtitles هاني سنو ,دافني مون إنها معجبه كبيره جدا بكي
    Snow, beni içeri al! Açlıktan ölüyorum! Bugün yemekte ne var? Open Subtitles سنو أدخلني أنا أتضور جوعاً ، ما الطبق اليوم ؟
    Snow, eve gittiğimizde ton balığı ister misin? Open Subtitles سنو هل تحب بعض التونا حينما نصل إلى البيت
    - Bay ve Bayan Snow'u hatırlarsın. Open Subtitles تتذكر مستر و مسز سنو ؟ أليس كذلك ؟ السيدة سنو السيد باري
    Sen iki numaralı talihsiz kurban, Katie Snow davasında çalışan polistin. Open Subtitles لذلك كنت لمؤتمر الأطراف الذين عملوا في القضية سنو كاتي، المؤسف عدد الضحايا اثنين.
    2 gün sonra görünce bunu Başkan Snow'a anlatırsın. Open Subtitles قل هذا للرئيس . سنو . عندما تراه بعد يومين من الان
    Bize kendinizi sözü, Jon Snow senin sadakatini umuyordum gerçek oldu. Open Subtitles كنت أتمنى أن يكون ولائك حقيقياً عندما تعهدت بنفسك لنا جون سنو
    Jon Snow, parşömenli çocuğu reddettiği zaman çocuk ne diyecek peki? Open Subtitles وإذا رفض جون سنو طلب الصبي، فماذا سيقول الصبي؟
    Küçük bir kuvvetle kaleye saldırabilir, Jon Snow'u öldürebilir... Open Subtitles وبقوات قليلة ، نستيطع ان نحاصر القلعة وان نقتل جون سنو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more