"snowden'" - Translation from Turkish to Arabic

    • سنودن
        
    • سنودين
        
    Gözden düşmüş Snowden'in fakir adamının ifadesini mi duymak istiyorlar? Open Subtitles انهم يريدون سماع شهادته من سنودن على العار، وضعف الرجل؟
    Herşey Bay Snowden tarafından sızdırılan dosyalarla başlıyor. TED كل شئ مبني على التصنيفات تسربت السيد سنودن
    Sahneye bu devrimlerin arkasındaki insanı, Ed Snowden'ı çağırıyorum ve hoş geldin diyorum. TED إذن أريد أن أرحب على مسرح TED بالرجل وراء هذه الإكتشافات إد سنودن.
    Edward Snowden: Herkesi görebiliyorum. TED إدوارد سنودن: ها بإمكاني أن أرى كل شخص.
    Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. Konuşmaya değer olduğunu söyledim. TED ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر,
    Chris Anderson: Edward Snowden ile birkaç gün önce burada birlikteydik ve bugün cevap günü. TED كريس اندرسون: كان لدينا ادوارد سنودين هنا قبل عده ايام, والان هو وقت الرد.
    Dick Cheney'nin senin hakkında dediklerini duydum. Diyor ki; Julian Assange pire ısırığıydı, Edward Snowden ise köpeğin başını ısırıp koparan bir aslan. TED سمعت مؤخرًا إقتباسًا من ديك تشيني والذي قال جوليان اسانج كانت لدغة البرغوثة لكن إدورد سنودن هو الأسد الذي عض رأس الكلب
    CA: Aslında bu noktada dinleyicilerimizin görüşünü duymak isterim çünkü biliyorum ki Edward Snowden için farklı reaksiyonlara sahipsiniz. TED كريس: أريد أن أخذ رأي بعض الحضور هنا لأنني أعرف أن هنالك ردود فعل مختلفة لإدوارد سنودن
    Sergey (Google'ın diğer kurucusu) ile Edward Snowden'ın birlikte çekilmiş fotoğrafını dün gördüm. TED رأيت صورة لسيرجي مع إدوار سنودن البارحة،
    Edward Snowden insanların anlaması gereken çok önemli bir kısmı aydınlattı. TED ألقى إدوارد سنودن الضوء على حاجة مهمة كان على الناس أن يفهموها.
    Snowden'ın henüz görmediğimiz bir kısmı olabileceğini düşünüyor musun? TED هل تعتقد أن من الممكن أن هناك جزءاً من سنودن لم نره حتى اللحظة؟
    Glenn Quentin, Snowden Hills Şehir Kulübü'nde profesyonel golfçü. Open Subtitles جلين كوينتين مدرب الجولف فى نادى بلدة سنودن هيلز
    Çocuğun dişi Edward Snowden değilse. Open Subtitles حسناً ، إلا اذا كان أبنتك امراة ادوارد سنودن
    Bence Snowden'i yakalayabilselerdi öldürürlerdi. Open Subtitles أعتقد بأنهم كانو سيقتلون سنودن إذا كانو قادرين على الإمساك به
    Julian Assange, Hammond ve Snowden, bu adamlar günümüzün peygamberleri. Open Subtitles جوليان أسانج ، هاموند و سنودن هي أنبياء اليوم ،
    O da, onlara Edward Snowden'ı salmakla tehdit etti ve onlar da geri dönüş olarak intikamlarını, onu çifte ajan/terörist olarak ilan ederek aldı. Open Subtitles وهددت ليذهب كل إدوارد سنودن عليها وأنها ردت من خلال الدوران لها هو عميلا مزدوجا خفض إرهابي.
    Sen bir fizik profesörüsün Snowden değilsin. Open Subtitles أنتَ فقط بروفيسور فيزيائي، وليس سنودن. ن عميل لدى المخابرات الأمريكية
    Gelecek Edward Snowden ile işbirliği yaparak cinsiyetçi görülmeleri daha iyi değil mi? Open Subtitles أنها تفضل أن ينظر إليها على أنها تميز بين الجنسين لفي السرير مع إدوارد سنودن في المرة القادمة؟
    CA: Rick, Snowden konuşmasını bitirtiğinde Ona değerli bir şeyler, bilinmeye değer şeyler söylemesi için bir şans verdim. TED كريس: عندما انهى ادوارد سنودين محادثته, منحته فرصه مشاركه فكره تستحق الانتشار.
    Şu destansı mücadeleyi bir düşünün Edward Snowden ile NSA* arasındaki. (ABD'nin milli güvenlik teşkilatı) TED فقط أنظروا لهذا الكفاح الملحمي المشوق حقًا القائم حاليًا بين إدوارد سنودين ووكالة الأمن القومي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more