O hevesli, küçük... patlak gözlerini, o resimle şenlendirmenin bedeli soğuk bir içecek ha? | Open Subtitles | مشروب بارد واحد لتمتع نظرك الجائع الشهوانى بتلك الصورة ؟ |
Suyunu daha soğuk bir içecek için kullandığını sanıyordum. | Open Subtitles | لقد فكرت بأنكِ قد تستخدمي الماء الخاص بكِ على مشروب بارد |
Fakirleri olmadan Lagos müziğiyle veya enerjisiyle ve hatta arabanızın camından buz gibi soğuk bir içecek veya köpek yavrusu alabileceğiniz bir yer olarak bilinmezdi. | TED | لولا فقرائها، لما عُرِفت لاغوس بموسيقاها أو طاقتها التي لا نهاية لها أو حتى الحقيقة أنك تستطيع شراء مشروب بارد أو جرو من خلال شباك سيارتك. |
Siz hanımlara soğuk bir içecek sunabilir miyim? | Open Subtitles | أتريدان شراباً بارداً أو وجبة خفيفة لذيذة يا سيّدتي؟ |
Seni arkadaşım olarak tanıştırsaydım onlar sana plastik bir sandalye soğuk bir içecek servis yaparlardı. | Open Subtitles | ... إذا كنت قدَّمتكِ لهم كصديقة كانوا سيقدمون لك كرسي . بلاستيكي ، وسيعطونكِ شراباً بارداً |
Şimdi, tüm bunları soğuk bir içecek eşliğinde uzun uzun değerlendirmek istemez misin? | Open Subtitles | الآن، لا تشعر لمدة طويلة، شراب بارد هل يشير إليه؟ |
Sana soğuk bir içecek alacağım. | Open Subtitles | سوف أجلب لك مشروب بارد |
Ona soğuk bir içecek getir. | Open Subtitles | أحضر له مشروب بارد. |
Söz dinle ve Jake amcana soğuk bir içecek getir. | Open Subtitles | ( اذهبى و احضرى مشروب بارد لعمك ( جاك |
soğuk bir içecek? | Open Subtitles | مشروب بارد ؟ |
Pekala, Lemon Meringue, kahramanlık hikayelerini bir kenara bırakalım ama soğuk bir içecek fena olmazdı. | Open Subtitles | لكن شراب بارد يبدو جيداً ماذا عنكَ يا جورج ؟ |
Sıcak günde soğuk bir içecek gibisi yoktur, şerefe. | Open Subtitles | لا يوجد أفضل من إحتساء شراب بارد في يوم ساخن، بصحتكِ. |
Neden soğuk bir içecek ya da boyun masajı teklif etmiyorsun? | Open Subtitles | شراب بارد أو تدليك رقبتة أو أى شيء؟ |