Görünüşe göre, kumsaldaki yumurtalar, yırtıcı hayvanlardan daha fazla korunur ve denizdeki soğuk sularda olacağından daha hızlı gelişirler. | Open Subtitles | يبدو أن وضع البيض على الشاطئ أكثر أمناً من الضواري ويتطور بأسرع من تطوره في المياه الباردة في البحر |
Bu balıklar genelde Cape'in güneyindeki soğuk sularda yaşarlar, ama her sene kıyı akıntıları tersine döner. | Open Subtitles | هذه الأسماك تعيش أغلب الوقت في المياه الباردة جنوب الرأس البحري لكن اتجاه التيارات الساحلية ينعكس في كل عام. |
Bu soğuk sularda, okyanusun en muhteşem avcılarından olan çok eski bir deniz canlısı gizlidir: | Open Subtitles | فى هذه المياه الباردة ما زال قابعا على الطاغوت القديمة أحد أكثر الصيادين الرائعين فى المحيط |
Bu bir şeyi değiştirmez, çünkü ikimizde hiç kimsenin bu soğuk sularda üç gün sağ kalamayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | هذا لا يهُم لأنَ كِلانا يعرف أنه لا يُمكنُ لأحدٍ أن ينجوا لثلاثة أيامٍ في هذه المياه الباردة |
Küçük bir beden, büyüğüne nazaran daha hızlı ısı kaybeder, bu yüzden ufak su samurları bu soğuk sularda tek seferde en fazla 20 dakika avlanabilirler. | Open Subtitles | الأجسام الصغيرة تفقد الحرارة أسرع من الكبيرة منها، ولذلك هذه القضاعات الصغيرة تستطيع الصيد فقط في المياه الباردة لمدة 20 دقيقة في كل مرة. |