Az sonra kimliğini açıklayacağım o kişi soğukkanlı bir entrikacı. | Open Subtitles | لذا واحد منكم، الذي سأحدّده قريباً، هو مُتآمر بارد الدم. |
Dene bakalım balık parmaklı, sana soğukkanlı ne demektir, göstereyim. | Open Subtitles | حاول ذلك ثانية أيها الوغد، وسأريك معنى القتل بدم بارد. |
Halkını soğukkanlı bir katilden kurtarmaya çalışan bir kral gördüm... | Open Subtitles | . رأيت ملك يحاول حماية قومه من محاربة باردة الأعصاب |
soğukkanlı olalım. Sen yine korseni sandıktan çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | كُن هادئ يبدو انك ستحتاج الى الحزام مره اخرى |
Olanları duyduğunda böyle soğukkanlı davranamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لم تتناول الأمر بهذا الهدوء عندما سمعتُ الخبر |
Bu parazit hayatının yarısını soğukkanlı sivrisinekte diğer yarısını da sıcakkanlı insan üzerinde geçiriyor. | TED | فهو يعيش نصف حياته داخل جسم البعوضة ذات الدم البارد والنصف الآخر داخل جسم الإنسان ذي الدم الحامي |
Bununla sizin soğukkanlı katil tanımınız arasında bir tezat görmüyor musunuz? | Open Subtitles | ألا ترى التناقض بين هذا و وصفك لقاتل بدم بارد ؟ |
O tatlı görünüşünün altında son derece soğukkanlı bir kadın var. | Open Subtitles | خلف هذا اللطف البالغ ما مِن شخصٍ دمه بارد أكثر منكِ |
soğukkanlı bir katil deliğim. | Open Subtitles | أخبرتك أنني لم أستطع قتل أحد بدم بارد.. الآن.. |
Geçen gece, Philip kendini soğukkanlı bir katil olmakla suçladı. | Open Subtitles | الليلة الماضية, اتهم "فيليب" نفسه بأنه قتل أباه بدم بارد. |
Adam soğukkanlı bir sahtekar ve eğer fırsatını verirsen gözünün yaşına bakmaz. | Open Subtitles | هو رجل ماكر ذو اعصاب باردة ول سمحت له سوف يمزقك ارباً |
Boru hattına karşı olanları öldürtecek kadar soğukkanlı birinin basına karşı yalan söylemeyi de becerebileceği aklınıza gelmedi mi hiç? | Open Subtitles | هل بق وأن فطرت بأنها باردة بما يكفي لأن تقتل المعارضين لخط أنابيبها؟ و باردة بأن تكذب ايضاً على الصحافة؟ |
Ateşkes bayrağı soğukkanlı bir katil için ne ifade eder ki? | Open Subtitles | . ماذا يعني علم الهدنة , لقاتلة باردة الدم ؟ |
Karşı konulamaz zorluklar karşısında hep soğukkanlı, aklı başında olmalıyız. | Open Subtitles | هادئ وجامع لقواه في مواجهة الصعوبات الجمة |
Eğer soğukkanlı olabilirsen,.. | Open Subtitles | إذا وجب عليكِ أن تتحملي لحظة من السلام و الهدوء |
soğukkanlı bir hayvan. | Open Subtitles | تخيلي ، مخلوق من ذوات الدم البارد كالسمك |
Gaddar, soğukkanlı, psikopat katilin teki olsa da annesi onu yüreklendirmeye devam ediyor, hala da tatlı. | Open Subtitles | بسبب حتى لو كان قاتلا شريرا مجنونا متحجر القلب ،وهي تشجعه فيظل هذا أمرا جميلا |
Unutmayın, resmi olarak bu davanın içinde değiliz, soğukkanlı olun. | Open Subtitles | حسنا تذكر، رسميا نحن ليس لنا علاقة بالقضية، لذلك كن هادئا |
Selefi kalp krizinden mi gitmişti? Aslında soğukkanlı bir cinayetti. | Open Subtitles | والنوبة القلبية لسليفها في العمل هذه كانت تسمى قتلاً بارداً |
Ama onun hayatını soğukkanlı bir şekilde alabileceğine gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | و لكن احقّاً تظنّكَ قادرٌ على قتلها ببرود ؟ |
Jacqueline'in soğukkanlı ve yaratıcı planlaması ve bunları uygulayacak bir aksiyon adamı. | Open Subtitles | البرود ,واصرار جاكلين على ملاحقتهم وخطتهم للقاء على المركب |
tüm o soğukkanlı polis tavırları. | Open Subtitles | يتصرف ببرودة كما يفعل الشرطة عادة |
Eğer içkiden sonra gidersem, soğukkanlı olabilirsin değil mi? | Open Subtitles | حسناً ستكونى هادئه إذا أنا بقيت للمشروبات، أليس كذلك؟ |
Sadece soğukkanlı ve mantıklı bir adam böyle bir macerayı tasarlayabilirdi. | Open Subtitles | رجل هادىء منطقى فقط هو من قد يخطط لمثل هذا الأمر |
Güzel. Ancak herkes soğukkanlı olursa buradan kurtulabiliriz. | Open Subtitles | جيد, ليحافظ الجميع علي هدوئهم لربما يمكننا النجاه من ذلك |