"soğutucunun" - Translation from Turkish to Arabic

    • المبرد
        
    • المبردة
        
    • البراد
        
    • التبريد
        
    • البرّاد
        
    En iyi kısmı, onu soğutucunun içinden su tabancalarıyla ıslatmamızdı. Open Subtitles أفضل جزء كان عندما رششناه بأسلحة الماء الموجودة في المبرد
    Bu su tabancasının içine işiyorum, sonra soğutucunun içine atlayıp milleti gafil avlayacağım. Open Subtitles أنني أتبول في هذا السلاح المائي و سأقفز في المبرد و أُفاجئ الأخوة
    Onları arabamdaki içinde sandviçlerin altında saklanan biraların bulunduğu soğutucunun yanına atacağım. Open Subtitles ألقيها في سيارتي الجامعية.. بجوار المبرد الذي أخبيء فيه زجاجة بيرة تحت الشطائر.
    Bakım programı ana panellerin soğutucunun dışında en fazla 14 dakika tutulmasına izin veriyor. Open Subtitles برنامج صيانتك ... يسمحب14دقيقة لبقاء الحاسوب الكبير خارج الحجرة المبردة
    soğutucunun kapısına da motor yağıyla "Geldiğiniz yere dönün" yazmışlar. Open Subtitles ثم كتبوا "عودوا إلى دياركم" بزيت محرك على باب البراد
    Ertesi gün, ana soğutucunun sızdırdığı fark edilmiş. Open Subtitles وجد تسريب كبير في خزان التبريد في اليوم التالي
    - Pekala. arkada, soğutucunun oradan. Open Subtitles تفضل, في الخلف. من خلال البرّاد
    soğutucunun teslimatını yapan adam bu mu? Open Subtitles هل هذا هو الرجل الذي يقوم بتسليم المبرد ؟
    Tanrı aşkına. Ana paneller soğutucunun dışında. Open Subtitles يا إلاهي الطرد المركزي خارج المبرد
    Babamla olan fotoğraftaki soğutucunun aynısı. Open Subtitles نفس المبرد الموجود في صورة أبي
    - Evet, hepimiz... - Evet, efendim. Biraz bira soğutucunun içinde soğuk bira. Open Subtitles -يجب على الارجح ان نشرب كلنا جعة من المبرد
    Bayan Chernus, soğutucunun içine bakmalıyım. Open Subtitles سيدة تشرنس يجب ان انظر داخل المبرد
    soğutucunun oradaki, bu kapıyı hiç görmüş müydün? Open Subtitles -أين ؟ -هنا عند المبرد هل رأيتم هذا الباب؟
    soğutucunun içindeki Bollinger(şampanya)'ın arkasında. Open Subtitles انها اخفيتها خلف المبرد
    Bu soğutucunun içinde senin kızın için hazırlanmış bir bomba vardı. Open Subtitles هذه المبردة كان فيها قنبلة... مقصودة لإبنتك.
    Sonra cesedi Rubbermaid marka bir soğutucunun içinde geri göndermişler ki bu da Nina'nın kocasının iddia ettiği üzere 1 hafta kadar gümrükte takılı kalmış. Open Subtitles وثم أرسلوا الجثة في المبردة البلاستيكية التي علقت في جمارك لقرابة أسبوع قبل أن يطالب زوج (نينا) بالجثة حتى.
    soğutucunun kapısına da motor yağıyla "Geldiğiniz yere dönün" yazmışlar. Open Subtitles ثم كتبوا "عودوا إلى دياركم" بزيت محرك على باب البراد
    Arka tarafta dururdu. İnan bana, soğutucunun olduğu yerde. Open Subtitles ثقي بي في البراد
    O soğutucunun içinde XT-43 diye etiketlenmiş, beş tüp virüs bulacaksınız. Open Subtitles داخل وحدة التبريد تلك، ستجدين عدوى.
    O soğutucunun içinde ne vardı? Open Subtitles ما الذي كان بحافظة التبريد تلك؟
    Buraya, soğutucunun yanına. Open Subtitles هنا، على هذا البرّاد الصغير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more