Güzel bir tadı vardır, herhalde sodanın içinde, tadı anlaşılmamıştır. | Open Subtitles | له نكهة حلوة ، من المحتمل أنها لا تظهر فى الصودا |
Bunun bizim anlaştığızdaki sodanın yarısı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرق بان هذه نصف كمية الصودا التي بدلنها |
Sonra dondurma ve sodanın lezzetli karışımının ağzına gelmesi için güzelce içiyorsun. | Open Subtitles | ثمّ تمتصّين البوظة و الصودا معاً لتحصلي على المزيج المثاليّ للنكهة اللذيذة هكذا. |
Bu sodanın Hope için bedava verildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا متأكدةٌ تماماً بأنَّ هذه الصودا كانت من أجلِ هوب |
Çocuk aspirinini alıp ez, sodanın içine koy burun temizleme kabına döküp sinüslerini temizle. | Open Subtitles | خذ اسبرين الاطفال قم بطحنه ضعه مع الصودا اسكبه في وعاء تنظيف الانف |
sodanın üzerime patladığı şu mola yerinde. 17. çıkış sanırım. 1'de. | Open Subtitles | ْ"الإستراحة التي انفجرت فيها عبوّة الصودا على ملابسي مخرج الشارع رقم 17 أعتقد,في تمام الواحدة"ْ |
sodanın içinden tadını alamadın. | Open Subtitles | لا يمكنك تذوقه عبر الصودا. |