"sokaklarındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • شوارع
        
    • الشوارع في
        
    Damgayı özellikle ironik buluyorum, çünkü temizlik işçilerinin üç nedenden dolayı şehir sokaklarındaki en önemli işgücü olduklarını derinden inanıyorum. TED أجد هذا الاحتقار مثيرا للسخرية، لأنّني أؤمن بشدّة أنّ عاملي النّظافة هي أهمّ قوة عاملة في شوارع المدينة، لثلاثة أسباب.
    İnsanların nasıl yaşadığı ve birbirleri ile nasıl iletişim kurduklarıyla ilgili hikâyeler vardı; kente göçlerin Zambiya'daki köylere etkilerinden tutun, San Francisco sokaklarındaki evsizlerin komplike sağlık ihtiyaçlarına kadar. TED كانت هناك قصص حول كيف يعيش الناس ويتواصلون مع بعضهم البعض، من تأثير الهجرة للمناطق الحضارية على قرية في زامبيا لاحتياجات الرعاية الصحية المعقدة للمشردين في شوارع سان فرانسيسكو.
    Konuşmamın başında söylediğim gibi, 1989 sonbaharında, Berlin sokaklarındaki bu insanların ceplerinde, mobil telefonlarının olduğunu hayal edin. TED وكما قلت في البداية ، تخيّلوا لو أن جميع هؤلاء الناس في شوارع برلين في خريف سنة 1989 كان لديهم هواتف نقالةٍ في جيوبهم.
    Bunu, şehrin sokaklarındaki saatlerin ne kadar senkronize olduğuna bakarak bile görebilirsiniz. TED يمكنك رؤية ذلك حتى في أشياء مثل مدى تزامن الساعات في أحد شوارع المدينة.
    Bu gece, South Park sokaklarındaki suçla savaşmaya çalışan gizli çocuğun inanılmaz hikayesini izleyeceksiniz. Open Subtitles الليلة، قصـة لا تصدق 'لطفل غير معروف في 'ساوث بارك الذي أخذ الشوارع في جهد لمحاربة الجريمة.
    Asıl sorun, isminin baş harfleri huzurlu kentimizin sokaklarındaki kışkırtıcı grafitiyi süsleyen adamda düğümleniyor. Open Subtitles المشكلة الحقيقية لهي الرجل الذي يكتب حرفا اسمه على الصور الجدرانية المتفجرة في شوارع مدينتنا الهادئة
    Nasıl desem! Her gün Kalküta sokaklarındaki fukara çocuklar gibi badi badi mi yürüyeceğim? Open Subtitles هل سأمشي في هذا المنزل طوال اليوم كمتسول على شوارع كالكتا ؟
    Layka, Moskova sokaklarındaki melez bir köpek olup Dünya'nın yörüngesinde dönen ilk hayvandır. Open Subtitles كلب هجين من شوارع موسكو كان أول كلب يذهب للفضاء
    Bu güzel şehrin sokaklarındaki pisliği temizleme vakti geldi. Open Subtitles لقد حان الوقت الذي سننظف فيه شوارع هذه المدينة العظيمة من الفُحش
    New York Şehri'nin sokaklarındaki kaostan önsezili gansterler yükseliyor. Open Subtitles .. من وسط فوضى شوارع مدينة نيويورك يظهر مجموعة مِن رجّال العصابات
    New York Şehri'nin sokaklarındaki kaostan önsezili gansterler yükseliyor. Open Subtitles .. من وسط فوضى شوارع مدينة نيويورك يظهر مجموعة مِن رجّال العصابات
    Brezilya sokaklarındaki cinayetlerin yaklaşık %50'si uyuşturucuya karşı verilen mücadeleyle bağlantılı. TED حوالي 50% من جرائم القتل التي تحدث في شوارع البرازيل مرتبطة بحرب المخدرات.
    Ben, Billy Oates, 1 Nisan 1827 tarihinde, Smithfield sokaklarındaki çok sayıda kimsesiz çocuğu geleceklerini hiç düşünmeden istediğini yapması için Bartholomew'dan Garnet Chester'a kendi kazancım için tedarik ettiğimi itiraf ediyorum. Open Subtitles أنا " بيل أوتيس " ، في " 1 إبريل من عام 1827 " ـ " أعترف بأنني قدمت عدد كبير من الأطفال المُشردين " من شوارع " سميثفيلد
    Bunun yerine Nairobi sokaklarındaki düşük çözünürlüklü web kameralarından toplanan resimleri ve verileri analitik bir yazılım ile işleyip, tıkanabilecek noktaları ve alternatif rotaları SMS ile sürücülere gönderebiliyorlar. TED وبدلاً من ذلك يعالجون البيانات والصور، حركة المرور، تم جمعها من عدد قليل من كاميرات منخفضة الدقة في شوارع نيروبي، وبعد ذلك استخدام برمجيات تحليلية للتنبؤ بنقاط الازدحام، ويمكنهم إرسال رسائل قصيرة السائقين عن طرق بديلة لأخذها
    Clive Barnes Times'ta bunun sanki Papp bir süpürgeyle East Village sokaklarındaki tüm çer çöpü Public'te sahneye süpürmüş gibi olduğunu söyledi. TED قال (كلايف بارنز) في صحيفة (التايمز) إن الأمر يبدو كما لو أخذ السيد (باب) مكنسة وأزال كل النفايات من شوارع (إيست فيلدج) على المسرح أمام الجمهور.
    Kabil sokaklarındaki protestoları bastırmak için zırhlı araçlar görevlendirildi... Open Subtitles سيطرت سيارات الجيش المصفحة (على شوارع (كابول ...لمحاولة التهدءة
    Bombay sokaklarındaki çocuklara ithaf olunur... Open Subtitles لأطفال الشوارع في بومبي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more