"soktu" - Translation from Turkish to Arabic

    • وضع
        
    • سمح
        
    • وضعني
        
    • لسعتني
        
    • أدخلني
        
    • لدغت
        
    • أدخلت
        
    • أقحم
        
    • ادخلت
        
    • ووضع
        
    • لدغتني
        
    • لسعت
        
    • أدخلك
        
    • أدخلنا
        
    • ادخلني
        
    Daha sonra elini gömleğimin içine soktu ve göğsümü tuttu. Open Subtitles و من ثم وضع يده في قميصي وقام بمداعبة نهودي
    - Parmağını kıçıma soktu. - Mastürbasyonu da listeye eklemeliyim artık. Open Subtitles لقد وضع اصبعه في مؤخرتي يجب ان اضع الاستمناء في القائمة
    Tanrım, konuşursam beni öldürürler. - Bir gardiyan soktu onu içeri, ben değil. Open Subtitles سيقتلونني إن تكلمت سمح لهم حارس بالدخول ليس أنا
    Önce beni çamaşır çekmecesine koydu, sonra suya soktu sonra da zorla köfte yedirdi. Open Subtitles أولا وضعني في درج الملابس الداخلية ثم دفعني تحت الماء ثم أجبرني على أكل الماتلوف
    Son tatilimde Maui'de uçaktan inerken bir arı beni soktu. Open Subtitles في اخر اجازة لي نحلة لسعتني هبطت الطائرة اضطراريا في ماوي
    Beni bu işe de o soktu zaten biliyorsun Open Subtitles أعني أنه من أدخلني لهذا ليس علي إخبارك هذا
    "soktu eşek arısı birini Kaldı beşi Open Subtitles نحله كبيره لدغت أحدهم # # و عندئذ أصبحوا خمسه
    Kimlik kartını çalmak aptalca bir hareket düşüncesizceydi ve başını çok belaya soktu. Open Subtitles حسنا، سرقت ذلك المفتاح شيئاً غبياً كان تهور وسيضعك.. في وضع مأساوي جداً
    10 sene önce Haziran ayında kongre, tütün ürünlerini düzenleme işine FDA'yı da soktu. TED وضع الكونغرس إدارة الغذاء والدواء في مجال تنظيم منتجات التبغ في يونيو قبل 10 سنوات.
    Üniversiteden gelen profesör yine elini eteğime soktu. Open Subtitles لقد وضع أستاذ الجامعة يده عليّ مرّة أخرى
    Kendini tam on sene hapiste yatacak duruma soktu. Open Subtitles وضع نفسه في موقف لابد أن يسجن لأجله لـ 10 سنوات
    Bazı kötü tiplere karıştı, başını derde soktu, ve yanındakileri de. Open Subtitles قام بالإحتكاك مع أُناس سيئين، و وضع على رأسه أشياء لا يستطيع تحمّلها
    Carris denen adam trenleri tekrar sefere soktu. Open Subtitles وضع هذا رجل كاراس قطارا عد إلى المسارات.
    Tüm bu çığlık çığlığa kızları ve şişko adamı kim soktu içeri? Open Subtitles من الذي سمح لهؤلاء الفتيات الذين يصرخون وهذا الشخص السمين بالدخول؟
    Zeki bir doktor beni, Atlarla destekli bir terapi programına soktu. Open Subtitles طبيب ذكي وضعني على تواصل ببرنامج علاج بالخيول
    Beni soktu diyebilirim. Sonra sanki... Open Subtitles لقد لسعتني أو شيئ ما وبعدها لقد كنت مثل
    Başta ben de öyle sanmıştım. Ama bu sabah yönetici beni daireye soktu. Open Subtitles هذا ما ظننته أولاً لكن هذا الصباح أدخلني المالك للشقة العلوية
    "soktu eşek arısı birini kaldı geriye beşi." Open Subtitles نحله كبيره لدغت أحدهم # # و عندئذ أصبحوا خمسه
    Buffy, Dawn'u da sabuklamasına soktu. Open Subtitles بافي أدخلت داون إلي توهمها في الحقيقة إعادة كتابة التاريخ كله منه
    Oğlunu işe o soktu. Bu kötü bir fikirdi. Open Subtitles أقحم ولده في العملية، كانت هذه فكرة سيئة.
    Memesinin içine bir ruj soktu ve onu kukusundan çıkardı. Open Subtitles لقد ادخلت احمر الشفاه في صدرها واخرجته من فرجها
    Bana resmen tecavüz etti. Kıçıma şarap şişesi soktu, anladın mı? Open Subtitles وقام باغتصابي تقريباً، ووضع قضيبه في مؤخرتي ..
    Biri beni soktu, şu anda, tam konuşurken. Şuna bak. Open Subtitles هناك نحلة لدغتني ونحن نتحدث الآن انظر إلى هنا
    Çok düşüncelisin. Ama o arı babanı soktu. Open Subtitles هذا لطف كبير منك عزيزي ولكن تلك النحلة لسعت أباك
    Baban seni bir güzellik yarışmasına soktu. Katılmak ister misin? Open Subtitles أبوك أدخلك في مسابقة للجمال هل تحبى أن تكونى في مسابقة جمال؟
    Ne olduğunu anlayınca hiçbirini görmek istemedi ama bizi içeri o soktu. Open Subtitles أنه لا يريد أن يرى أي من ذلك بمجرد أن أدرك ما كان عليه، لكنه أدخلنا الى هنـا
    Beni bu işe o soktu ve o benim en iyi arkadaşım. Open Subtitles هو ادخلني في هذا العمل وهو افضل صديق عندي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more