Daha sonra elini gömleğimin içine soktu ve göğsümü tuttu. | Open Subtitles | و من ثم وضع يده في قميصي وقام بمداعبة نهودي |
- Parmağını kıçıma soktu. - Mastürbasyonu da listeye eklemeliyim artık. | Open Subtitles | لقد وضع اصبعه في مؤخرتي يجب ان اضع الاستمناء في القائمة |
Tanrım, konuşursam beni öldürürler. - Bir gardiyan soktu onu içeri, ben değil. | Open Subtitles | سيقتلونني إن تكلمت سمح لهم حارس بالدخول ليس أنا |
Önce beni çamaşır çekmecesine koydu, sonra suya soktu sonra da zorla köfte yedirdi. | Open Subtitles | أولا وضعني في درج الملابس الداخلية ثم دفعني تحت الماء ثم أجبرني على أكل الماتلوف |
Son tatilimde Maui'de uçaktan inerken bir arı beni soktu. | Open Subtitles | في اخر اجازة لي نحلة لسعتني هبطت الطائرة اضطراريا في ماوي |
Beni bu işe de o soktu zaten biliyorsun | Open Subtitles | أعني أنه من أدخلني لهذا ليس علي إخبارك هذا |
"soktu eşek arısı birini Kaldı beşi | Open Subtitles | نحله كبيره لدغت أحدهم # # و عندئذ أصبحوا خمسه |
Kimlik kartını çalmak aptalca bir hareket düşüncesizceydi ve başını çok belaya soktu. | Open Subtitles | حسنا، سرقت ذلك المفتاح شيئاً غبياً كان تهور وسيضعك.. في وضع مأساوي جداً |
10 sene önce Haziran ayında kongre, tütün ürünlerini düzenleme işine FDA'yı da soktu. | TED | وضع الكونغرس إدارة الغذاء والدواء في مجال تنظيم منتجات التبغ في يونيو قبل 10 سنوات. |
Üniversiteden gelen profesör yine elini eteğime soktu. | Open Subtitles | لقد وضع أستاذ الجامعة يده عليّ مرّة أخرى |
Kendini tam on sene hapiste yatacak duruma soktu. | Open Subtitles | وضع نفسه في موقف لابد أن يسجن لأجله لـ 10 سنوات |
Bazı kötü tiplere karıştı, başını derde soktu, ve yanındakileri de. | Open Subtitles | قام بالإحتكاك مع أُناس سيئين، و وضع على رأسه أشياء لا يستطيع تحمّلها |
Carris denen adam trenleri tekrar sefere soktu. | Open Subtitles | وضع هذا رجل كاراس قطارا عد إلى المسارات. |
Tüm bu çığlık çığlığa kızları ve şişko adamı kim soktu içeri? | Open Subtitles | من الذي سمح لهؤلاء الفتيات الذين يصرخون وهذا الشخص السمين بالدخول؟ |
Zeki bir doktor beni, Atlarla destekli bir terapi programına soktu. | Open Subtitles | طبيب ذكي وضعني على تواصل ببرنامج علاج بالخيول |
Beni soktu diyebilirim. Sonra sanki... | Open Subtitles | لقد لسعتني أو شيئ ما وبعدها لقد كنت مثل |
Başta ben de öyle sanmıştım. Ama bu sabah yönetici beni daireye soktu. | Open Subtitles | هذا ما ظننته أولاً لكن هذا الصباح أدخلني المالك للشقة العلوية |
"soktu eşek arısı birini kaldı geriye beşi." | Open Subtitles | نحله كبيره لدغت أحدهم # # و عندئذ أصبحوا خمسه |
Buffy, Dawn'u da sabuklamasına soktu. | Open Subtitles | بافي أدخلت داون إلي توهمها في الحقيقة إعادة كتابة التاريخ كله منه |
Oğlunu işe o soktu. Bu kötü bir fikirdi. | Open Subtitles | أقحم ولده في العملية، كانت هذه فكرة سيئة. |
Memesinin içine bir ruj soktu ve onu kukusundan çıkardı. | Open Subtitles | لقد ادخلت احمر الشفاه في صدرها واخرجته من فرجها |
Bana resmen tecavüz etti. Kıçıma şarap şişesi soktu, anladın mı? | Open Subtitles | وقام باغتصابي تقريباً، ووضع قضيبه في مؤخرتي .. |
Biri beni soktu, şu anda, tam konuşurken. Şuna bak. | Open Subtitles | هناك نحلة لدغتني ونحن نتحدث الآن انظر إلى هنا |
Çok düşüncelisin. Ama o arı babanı soktu. | Open Subtitles | هذا لطف كبير منك عزيزي ولكن تلك النحلة لسعت أباك |
Baban seni bir güzellik yarışmasına soktu. Katılmak ister misin? | Open Subtitles | أبوك أدخلك في مسابقة للجمال هل تحبى أن تكونى في مسابقة جمال؟ |
Ne olduğunu anlayınca hiçbirini görmek istemedi ama bizi içeri o soktu. | Open Subtitles | أنه لا يريد أن يرى أي من ذلك بمجرد أن أدرك ما كان عليه، لكنه أدخلنا الى هنـا |
Beni bu işe o soktu ve o benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | هو ادخلني في هذا العمل وهو افضل صديق عندي |