Chuckie Sol olayını duyduktan sonra, buraya gelip, onu bulup, durdurmalıydım. | Open Subtitles | عندما سمعت بأمر شاكي سول اضطررت الى العوده كي أجده .. |
Efendi Park Moo Sol gibi, birini korumaya çalışırken sen de ölebilirsin. | Open Subtitles | أو مثل النبيل بارك مو سول يمكنك ان تموت بينما تحمى احدهم |
Değerli değilse, bu arabayı niye bizim sürmemizi istesin De La Sol. | Open Subtitles | لماذا دي لا سول قد لدفع هذه السيارة إلا إذا كان قيما. |
De La Sol her gün 10 mil koşuyor şehrin içinde. | Open Subtitles | دي لا سول يأخذ المدى 10 ميل كل صباح عبر المدينة. |
Bir çocuk doktoru olarak görmek zorunda olduğum ilk hastalardan biri Sol'dü, şiddetli solunum yolu enfeksiyonu sebebi ile başvurmuş bir aylık güzel bir bebek. | TED | كانت سول من أوائل المرضى اللذين أشرفت عليهم كطبيبة أطفال، وهي رضيعة جميلة عمرها شهر واحد دخلت المستشفى وهي تعاني من أعراض عدوى تنفسية حادة. |
Sol, çok küçüktü ve boğmacaya karşı ilk aşısını olamadı. | TED | وكانت سول صغيرة جدًا ولم تتلقى بعد أول تطعيم لها ضد السعال الديكي. |
Paris'in dışında Sol'da küçük bir yerleri var. | Open Subtitles | لديهم هذا المكان صغير خارج باريس في سول. |
Del Sol'a ortaladı,Del Sol'dan Puskas'a Puskas'dan Del Sol'a | Open Subtitles | يمرر لديل سول ديل سول لبوشكاش، بوشكاش لديل سول |
Harika, Bay Sol, fark göremiyorum. | Open Subtitles | يا إلهي . مستر سول لا أستطيع ان اقول هناك فرق |
Özür dilerim ama Chuckie Sol'un başına gelenlerden Batman'i sorumlu tutamazsınız. | Open Subtitles | ايها القنصل, لا يمكنك لوم باتمان لما حدث لشاكي سول |
Aunt Yee, bagajımı unutmuşum onu almalıyım dikkatli taşı Sol | Open Subtitles | عمه يي ، لقد نسيت حقيبتي يجب أن أرجع احملها يا سول |
Bakın, Ben bunlar olurken Doktor Sol ve seven ile beraberdim | Open Subtitles | انظر ، لقد كنت مع الدكتور سول والقدم المضربية بالظبط قبل أن تقبضوا عليهم |
Sol, Pi'yi araştırmayı bıraktığında ölmüş sayılırdı. | Open Subtitles | سول مات بعض الشيء عندما توقف عن البحث على النسب الثابتة |
Tekrarlıyorum, Bir-altı-yedi işaret sekiz-sekiz-dokuz, Sol sistemi. | Open Subtitles | إعادة، واحد وستّة وسبعة علامةِ ثمانية ثمانية تسعة، نظام سول. |
Bender ve Sol, Perron'un teorisini ispatlayan Allen'ın çalışmasını tamamladılar. | Open Subtitles | بندر" و "سول" أتما بنجاح" إختبار " آلن " للتخمين |
Allende del Sol, Meksika, 20.000 nüfuslu. | Open Subtitles | آليندي ديل سول,المكسيك عدد السكان20,000. |
Evet, Sol asıl sahibiydi. Ben burayı ondan satın aldım. | Open Subtitles | أجل * سول * هو المالك الأصلى أستعرت المكان منه |
Pilotlara uyarı; Sol 3 şu anda Dönemsel İmha'ya giriyor. | Open Subtitles | "ونحذر الملاحين أن سول 3 يدخل الآن مرحلة الانقراض الطرفي" |
Sol, Ne dediğini duydum. Seninle konuşmalıyım. | Open Subtitles | سول ، لقد سمعت ما قلته ويجب أن أتحدث معك |
Sol gittiğinden beri, Kimseye güvenmez. Ben dahil. | Open Subtitles | منذ أن رحل سول أصبح يشك في الجميع حتى أنا |