| Harika olan şeylerden biri babamın tutkulu bir golfcü olmasıydı, ancak solaktı. | TED | وكان من بين الاشياء العظيمة ان والدي كان متعطشاً للعبة الجولف, ولكنه كان أعسر |
| Geceleri çalıştı. solaktı. Mahkûmlar için elbise dikmeye çalıştı. | Open Subtitles | كان يعمل مساءاً، وكان وهو أعسر يحاول أن يرتق ملابس الأسرى |
| Ve malum şeyi yapmak için bıçağı yere bıraktı bu yüzden kan masanın sol tarafında ve ve bu yüzden katil solaktı. | Open Subtitles | والدماء على الجانب الأيسر للمائدة حيث وضع السكين لأنها اليد التي استخدمها للاستمناء لأنه كان أعسر. |
| Basit. Görüntülerdeki adam solaktı. | Open Subtitles | بسهولة , الرجل في الصور كان اعسر |
| Aaron Brown solaktı. | Open Subtitles | ارون بروان رجل اعسر . لذا |
| Bay Lansing, Rocky Balboa solaktı. | Open Subtitles | سيدة,لانسينج روكي بالبوا كان أعسر. |
| Cüzdanını kaybettiğini söyledi. solaktı. | Open Subtitles | لقد قال بأنه فقد محقظته وقد كان أعسر جيد جداً- |
| - Evet. solaktı. | Open Subtitles | ـ أجل، لقد كان أعسر |
| Ayrıca katil solaktı. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك, كان القاتل أعسر . |
| Neal Lowery solaktı. | Open Subtitles | (نيل لاوري) أعسر -لم يقم بربط هذا الحذاء |
| Jack solaktı. | Open Subtitles | جاك كان أعسر |
| - Chris solaktı. | Open Subtitles | -كريس ) أعسر ) |
| Aaron Brown solaktı. | Open Subtitles | ارون براون اعسر |
| Emily Crawford solaktı. | Open Subtitles | . إيميلى كروفود) كانت اعسر) |