Evet, Solly, yani senin anlayacağın, sayfayı birkez daha düzeltmen gerekecek. | Open Subtitles | هذا صحيح يا سولي ذلك يعني يجب ان نعيدها مرة أخرى |
Solly, benim Mozambik'te büyüdüğüm yerin 60 kilometre uzağındaki bir ağacın altında dünyaya geldi. | TED | رأى سولي النور تحت شجرة على بعد 60 كلم حيث ترعرعت في الموزمبيق. |
Solly'nin hayatımı kurtardığı gün, zaten benim kahramanımdı. | TED | في ذلك اليوم الذي أنقذ فيه سولي حياتي، كان قد أصبح بطلي. |
Solly, onları engellemiyoruz. | Open Subtitles | سولى , نحن لا نأذى مشاعرهم |
senden bunu başyazı olarak ilk sayfaya koymanı istiyorum bu sabahın ilk sayfasına mı aynen, Solly, be demektir ki yeniden yapmalıyız | Open Subtitles | أريدك أن تضع هذه الافتتاحية فى مكان بارز بالصفحة الأولى هذا الصباح بالصفحة الأولى ؟ (هذا صحيح يا (سولى هذا يعنى إعادة الصياغة من جديد |
Ben sudan çıkarken, Solly derin bir kesitten geliyor, aramızdaki bir kanaldan. | TED | وبينما أنا أخرج من الماء، يصل سولي إلى الشطر العميق من النهر، إلى قناة بيننا. |
Aslında, Solly ona Elvis adını vermişti, çünkü Elvis dansı yapar gibi yürüyormuş. | TED | في الواقع، سولي من أعطاها هذا الإسم لأنه قال أنها تمشي و كأنها ترقص رقصة الخصر لإلفيس بريسلي. |
Yetki alanınızın dışına çıktınız. Köpeklerin ağızlıklarını çıkar, Solly. | Open Subtitles | أنت خارج من سلطتك القضائية إنزع الكمامات، سولي |
Benim kardeşimdi ve annemle Solly amcanın arasına gömüldü. | Open Subtitles | كان شقيقي, وهو الأن مدفون بجانب والدتي, وعمتي سولي |
Solly uzun zaman önce kullandığım bir lakaptı. | Open Subtitles | ؟ سولي كانت لقب أعتدتُ على أستخدامه منـُـذ فترة طويلة |
Solly'yi doğanın ortasında arabanızla geçip de dikiz aynanıza baksaydınız, arabasını yolun 20-50 metre ilerisinde sırf bir şeye ihtiyacınız olur diye durdurduğunu görürdünüz. | TED | إذا كنت تقود متقدما عن سولي ، في مكان ما في المحمية، و نظرت إلى المرآة العاكسة، فستراه و قد أوقف سيارته على بعد 20 أو 50 مترا على الطريق في حالة احتجت للمساعدة. |
Ona yapıldığını duyduğum tek suçlama bir müşterimizin "Solly, gereksiz derecede yardımseversin" demesiydi. | TED | الاتهام الوحيد الذي سمعته قد وُجِّه له، كان من أحد الزبناء حين قال، "سولي أنت خدوم بشكل مَرَضي." |
Hadi, Solly, gidelim. | Open Subtitles | حسنا , ( سولى) , ابدأ |