Annem beni Brooklyn'e götürdü ve ihtiyar Doktor Solomon oradaydı masasında oturuyordu. | Open Subtitles | أخذتني أمي إلى بروكلين إلى الطبيب سولومون الذي كان جالساً خلف مكتبه |
Solomon bir daha seni yada arkadaşlarından birini rahatsız etmeyecek. | Open Subtitles | سولومون لن يؤذيك أنت ولا أي من أصدقائك بعد الأن |
Nasıl oldu bilmiyorum ama gelen kutumda beliriverdi, Solomon Odonkoh adlı adamın biri göndermişti. | TED | لا أدري كيف حدث ذلك، لكنها وصلت لصندوق بريدي الوارد، وكانت من رجل يدعى سولومون أودونكوه. |
Solomon Grundy beni beni yakaladı sandı ama yakalayamadı, neden biliyor musunuz? | Open Subtitles | سليمان جراندي يعتقد لديه قطرة لي، لكنه لم يفعل، وأنت تعرف لماذا؟ |
Ciddi kuraklık vardı, adada yaşamını sürdüremedi ve Solomon Adaları'na taşındılar. | TED | كان هناك جفاف شديد ولم يعد بإمكان الناس الاستمرار في العيش على الجزيرة، وبالتالي نُقلوا للعيش في جزر سليمان. |
Senden daha çok burada olmak istemiyorum Solomon. | Open Subtitles | لا أُريد التواجد هنا كما أنت لا تريد , سيلمون |
Solomon ve Solomon Elektroniği temsil ediyorsun! | Open Subtitles | جعلتك تمثل شركة سولومون سولومون للإلكترونيات |
Solomon ve Solomon Elektroniği temsil ediyorsun! | Open Subtitles | جعلتك تمثل شركة سولومون سولومون للإلكترونيات |
Üzgünüm ama dağılmak zorundasınız, Solomon! Başka bir yere gidin. | Open Subtitles | أنا آسف يا سولومون ولكن عليكم أن تتفرقوا |
Onlarla konuşup, Solomon'un söylediklerini anlattım. | Open Subtitles | حسناً, لقد كلمتهم أخبرتهم ما كان سيقوله سولومون |
Merhaba, ben Bruce Solomon. Karşıda oturuyorum. | Open Subtitles | أنا بروس سولومون أنا أعيش فى الجهه المقابله من الشارع |
Öyle korkmuş ve öyle bir çığlık atmıştı ki kral Solomon sarayında, yerinden düştü. | Open Subtitles | كان خائفاً جداً على درجة أنه هرع يصرخ إلى قصر الملك سولومون. محبوب الجماهير. |
Solomon rüzgardan Ashour 'ı götürmesini istedi | Open Subtitles | طلب السيد سولومون من الريح أن تأخذ عاشور إلى المكان المطلوب. |
Burt Solomon'ın yaptığını mı söylüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تقولون أن بيرت سولومون هو من فعل ذلك؟ |
Burt Solomon iki yıldır Andy'nin okulunda öğretmenlik yapıyormuş. | Open Subtitles | بيرت سولومون كان يدرس في مدرسة آندي لسنتين |
Ama son bulduğumuz ise, buradan birkaç mil uzakta Solomon Adaları'ndaydı. | TED | ولكن اكتشافنا الأخيرجاء في الحقيقة على بعد بضعة أميال من حيث نحن الآن، في جزر سليمان. |
2,000 yıl önce, Kral Solomon, bütün cinlerin efendisi... beni bu şişeye hapsetti. | Open Subtitles | منذ ألفين عام الملك سليمان سيد الجن حبثني فى هذه الزجاجة |
Bütün cinlerin efendisi Kral Solomon adına... hiç bir ruhun bozamayacağı bir yemin. | Open Subtitles | أقسم بالملك سليمان سيد الجن الذى لا يخلف أحد قسمه |
Tapınağı yaptıktan sonra Kral Solomon ne dedi, anımsıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرون ماذا قال الملك سليمان ب عد بناء المعبد ؟ |
Hiçbir suçlama olmayacağının garantisini alırsak Solomon size yardım edecek. | Open Subtitles | أذا ساعدكم سيلمون علينا ان نتأكد ان جميع القضايا التي علية يجب ان تسقُط |
Solomon, Başkan şahsen Pentagon'un veri tabanında gördüğün virüsü bulmak ve yok etmek için yardımını istiyor. | Open Subtitles | سيلمون ، الرئيس يطلب منك ذلك شخصياً لتحديد و تدمير ذلك الفايروس الذي شاهدتهُ في القاعدة بيانات الوكالة |