Ve bizim ikonlarımıza yapabileceğiniz şeylerden biri, kağıt gibi, onları buruşturmak, ve katlamak kağıt gibi. Unutma, biliyorsun, sonrası için. | TED | وأحد أشياء التي يمكن فعلها للإيقونات، مثل الورق، ثنيها، وطويها تماماً مثل الأوراق. تذكر، أنه شئ لما بعد |
Cazibeye karşı koyuyorlar. Şimdiyi, sonrası için erteliyorlar. | TED | إنهم يقاومون الإغراء. ويؤجلون ما يريدون الان لما بعد. |
Bomba için eski kıyafetleri giyebilir, yenileri de sonrası için saklayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك لبس ملابسك القديمة من أجل الحرب و دع الجيدة لما بعد ذلك |
Bu iltifatı çok sıkı tutun. sonrası için saklayın. | TED | تمسكوا بهذا المديح جيداً. تمسكوا به لوقت لاحق |
sonrası için çantana biraz yengeç koy. | Open Subtitles | رجاء، ضعي بعض السرطان البحري في محفظتك لوقت لاحق |
İşlerimizi düzene sokmak biraz zaman alacak ama düğünden sonrası için bilet ayırtacağım. | Open Subtitles | سوف يستغرق منا بعض الوقت لنرتب امورنا، ولكن سوف أحجز تصريحا لبعد الزواج |
sonrası için delilik raporu düşünüyorsan, sorun değil. | Open Subtitles | اذا كنت تريد ان تدعي الجنون لما بعد فلا بأس |
Öğleden sonrası için gönüllü olarak çalışıyorum. Devlete olan borcumu geri vermek için. | Open Subtitles | تطوعت لما بعد الظهر أحاول تسديد ديني للحكومة |
Bu çörekler okuldan sonrası için. | Open Subtitles | هذا خطئي، آسف لذلك هذا الكعك المحلّى لما بعد المدرسة |
Bak, bu gece partiden sonrası için planladığım büyük bir sürprizim var. Öyle mi? | Open Subtitles | اسمع ، لديّ مفاجأة ضخمة لما بعد الحفلة الليلة |
Öğrenci konseyi bunları anma töreninden sonrası için hazırladı. | Open Subtitles | صنعها مجلس الطلّاب لما بعد الشعائر التأبينيّة |
Winston, sana yemek sonrası için naneli şeker getirdim. | Open Subtitles | وينستون لقد حصلت لك على هذا انها حبة نعناع لما بعد العشاء |
sonrası için sana giyecek birşeyler alırız diye düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد بأننا يجب أن نـُـحضر لك ملابس جديدة لما بعد عملية التحويل |
Cebine koy ve sonrası için sakla. | Open Subtitles | ضعيها في جيبك وادخريها لما بعد |
Şimdi ise Kıyamet Günü sonrası için stok yapıyorlar. | Open Subtitles | انهم يخزنونه لما بعد يوم الحساب |
sonrası için enerji verir. Yatakta güreşirken. | Open Subtitles | هذا يعطيك الطاقة لوقت لاحق عندما تتصارعان في السرير |
Ayrıca daha sonrası için de çok komik bir planım var. Kalkış boyunca ağlayacağım mesela. | Open Subtitles | أنا ايضاً لديّ مرحلة هيسترية لوقت لاحق حين أتظاهر أني أبكي خلال الإطلاق بكامله |
Devamını henüz bilmiyorum ama sonrası için de bir şeyler bırakalım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما تمثله ولكن لنترك شيئا لوقت لاحق |
Varsayalım ki biri bir miktar parayı bir yere taşıyıp sonrası için saklamak isteseydi, ne yapması gerekirdi? | Open Subtitles | نظريا لو ان احدهم اراد نقل بعض الاموال ويحتفظ بها لوقت لاحق كيف سيفعل ذلك؟ |
Van Gein'in niyeti belli. Savaş sonrası için tedbir alıyor. | Open Subtitles | فان جين سيحاول تغطية نفسه لبعد الحرب لقد قال ذلك بنفسه |
Kemoterapi sonrası için sağlık kontrolü programını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أضع موعدا لفحص مابعد العلاج الكيماوي |
Hepimiz biliyoruz ki emeklilik tamamen daha sonrası için şimdi biriktirmekle ilgili. | TED | جميعنا يعلم أن التقاعد عبارة عن توفير المزيد من المال الآن لوقتٍ لاحق. |