İşte ben de bundan bahsediyorum. Sonsuzluk, aynadaki yansımasından görünüyor. | Open Subtitles | هذا ما أتحدث عنه الخلود يحدق فى نفسه أمام المرآة |
Gördüğün gibi, söz verilmiş Sonsuzluk yolunda, burası sadece bir köprü. | Open Subtitles | كما ترى، يعتبر كُل هذا محطة طريق للوصول نحو الخلود الموعود. |
Ve zamanın dışında bir yerde düşünebiliyor; elimizde kalan tek Sonsuzluk. | Open Subtitles | وبذلك يستطيع أن يتأمل من نقطة خارح الوقت الأبدية الوحيدة المتبقية |
"Son yaptırdığı dokuzuncu dövmesinde Sumatra Kaplanı çizdirmiş ve Sanskritçe "Sonsuzluk' yazdırmıştı." | Open Subtitles | هذا هو وشمها التاسع والأخير، يتضمن نمر سومطرة وكلمة الأبدية مكتوبة بالسنسكريتي. |
Onun, kapısında Sonsuzluk işareti olan bir odaya girdiğini gördüm. | Open Subtitles | رأيتها تذهب إلى غرفة مع رمز اللانهاية ، على الباب |
Sonsuzluk sonsuza kadar sürer çünkü o kısa süreli, değiştirilebilir geçici değildir. | Open Subtitles | الخلود يستمر إلى الأبد لأنه لا يقارن بالشئ العابر، |
Uyumak için Sonsuzluk kutusuna yattığından büyükannemin saçları da böyleydi. | Open Subtitles | جدتي كان شعرها مثلك، حين ذهبت للنوم في صندوقها الأبدي |
Sonsuzluk hakkındaki endişelerini giderebilirdim ama artık çok geç. | Open Subtitles | لقد كان يمكنني أن أطهر نفسي من قلقك بشأن الخلود لكن الوقت قد فات الآن |
Bu şekiller, mumyalarla gömülen Sonsuzluk cüzdanına sahip | Open Subtitles | هذه الصور من كتاب الموتي تصورالطريق الى الخلود |
- Onlar için 40 dakika Sonsuzluk demektir. | Open Subtitles | انهم الرجال بالنسبه لهم اربعين دقيقه مثل الخلود |
Böyle bir an insanı Sonsuzluk korkusuna sürüklüyor. | Open Subtitles | هذه اللحظة تملأ النفس برهبة الأبدية ، لقد حدث ذلك منذ سنوات لكنها أصرّت على تذكّر كل هذا |
"Günahlarımızı affet ve Sonsuzluk yolunda bize... | Open Subtitles | سامحنا على خطايانا و قدنا نحو الحياه الأبدية |
"Günahlarımızı affet ve Sonsuzluk yolunda bize... | Open Subtitles | سامحنا على خطايانا و قدنا نحو الحياه الأبدية |
O zamana kadar sokaklarda üzerinde Sonsuzluk Taşı'yla dolaşmamak en iyisi. | Open Subtitles | إلىذلكالحين، من الأفضل ألا تجوب الشوارع مرتديا حجرا من أحجار اللانهاية |
Ortada yanan tek bir mum var. Yansıtıcı gözlükler sayesinde, Sonsuzluk tüm yönlere yansır. | TED | هناك شمعة واحدة، تخفق في المركز. من هذا الترتيب من الزجاج العاكس، وهو يعكس في اللانهاية في كل الاتجاهات. |
"Merhabası herşeyin başlangıcı oldu gülüşü koridordaki ilk adımları oldu elleri sonsuza kadar ayrılmayacak onun için Sonsuzluk bir gülüşü kadar basit." | Open Subtitles | كان مرحبا صاحب نهاية لها نهايات كانت ضحكتها خطوتهم الأولى في الممر يده سيكون لها لعقد الأبد |
Sonsuzluk, benimki gibi bir eski karınız varsa çok uzun bir zamandır. | Open Subtitles | إلى الأبد من قبل زمن طويل مع زوجتي القديمة |
"Sonsuzluk denizinin kıyılarında ordular ." "kardeş kardeşi kırmaya başlar.." | Open Subtitles | من البحر الأبدي ينهض يصنع جيشاً على كل شاطئ |
Sonsuzluğun üzerinde daha büyük bir Sonsuzluk vardı, ve muhtemelen pek çok değişik sonsuzluklardan oluşan bir hiyerarşi mevcuttu. | Open Subtitles | أن ما بعد المالانهاية، هناك مالانهاية أكبر أخرى، ولعلها مجموعة كاملة من المالانهايات المختلفة الأكبر درجة. |
Ve bir anda, Sonsuzluk tuvalinde Bharat kendini küçücük hissetti. | TED | وفجأة، في هذا الخضم من اللانهائية شعر بهارت بالضألة |
Bana sayılı günler içinde Sonsuzluk verdin. | Open Subtitles | لقد منحتني أبدية في أيام معدودة |
Ölürken bile Sonsuzluk hakkında şakalar yapıyordu. | Open Subtitles | حتى وهو يموت كان يصنع نكات عن الابديه |
..ama Tanrı için Sonsuzluk vardır | Open Subtitles | فالزواج عند الرب هو رباط أبدي |
Meeseeks zamanına göre Sonsuzluk kadar uzun. Hiçbir şey işe yaramadı. Kıyametimiz yakındır. | Open Subtitles | وهذه المدة هي خلود بالنسبة للميسيكس ومع ذلك لاشيئ نجح |
Bir günü dışarıda geçirmek Sonsuzluk hissi veriyor. | Open Subtitles | يبدو أن الأمر سيطول للابد منذ أن بدأنا نتواعد |
Bildiğimiz tek şey cevabin sıfır ile Sonsuzluk arasında bir yerde olduğu. | TED | كل ما نعرفه هو، أن الإجابة في مكان ما بين الصفر والما لا نهاية. |
Bir aşk sözcüğü duymak için bir 'Sonsuzluk' boyu bekledim.. | Open Subtitles | انتظرت دهرا كاملا لسماع كلمة حب |
Sonsuzluk içindi. | Open Subtitles | اللا نهاية. |