| sonuçlarımız, gerçekleşen veriler ile öngörülen veriler arasında sağlam bir korelasyonu ortaya koyduğunda doğrulandı. | TED | تم توثيق نتائجنا عندما أثبتنا الاقتراب الكبير بين بيانات الأرصاد الجوية والبيانات التي حصلنا عليها من على الأرض. |
| sonuçlarımız inanılmazdı ve oldukça güzel ilginç yayınlarımız oldu. | TED | كانت نتائجنا مذهلة، وحظينا باهتمام مثيرٍ من الصحافة. |
| Yine de o andan itibaren sonuçlarımız hızla ilerlemeye devam etti. | TED | ومع ذلك، منذ هذا الوقت، استمرت نتائجنا بالتحسن بسرعة. |
| Çabuk tepkili sonuçlarımız oldukça ilginçti, fakat hala yavaş ilerleyen bir sorunumuz var. Bağışıklı hücrelemize hali hazırda bağlanmış olan yapışkan toplarımız, partiküllerimiz, gerçektende de kanserin yayılmasını durdurabilecek mi ? | TED | كانت نتائجنا سريعة المفعول حقاً ومثيرةٌ ولكن لا يزال لدينا سؤال معلق هل يمكن فعلاً لكراتنا اللزجة والجسيمات المتشبثة بالخلايا المناعية أن توقف انتشار السرطان فعلاً؟ |
| sonuçlarımız bu raporda yayınlandı ama sonuçta, UNR'nin ISO 14001 için gerekli tüm uluslararası çevre yönetim sistem gereklerini yerine getirdiğini bulduk. | Open Subtitles | نُشرت نتائجنا في ذلك التقرير، لكن النتيجة هي أنّ مؤسّسة "ألتما" قد إمتثلت لكلّ معيار تمّ وضعه، في النظام العالمي للإدارة البيئيّة، |
| sonuçlarımız oldukça yetersiz. | Open Subtitles | نتائجنا غير حاسمة على أفضل تقدير |
| Fakat cinsel gücü en yüksek karışımı damıtmış olsak bile sonuçlarımız hâlâ dengesiz. | Open Subtitles | ولكن... حتى بعد تقطير أقوى مزيج، كانت... نتائجنا ما تزال مُتذبذبة. |
| Bu üç sütun ise... bağlılık, aitlik ve güçlendirme, kendi kendine güç veren bir döngüde birlikte çalıştılar, kapanışa yaklaştıkça sonuçlarımız daha iyi oldu. | TED | وهذه الأركان الثلاثة ... التفاني والإنتماء والتمكن... لقد عملنا معاً كدورة دفع ذاتي، وكلما اقتربنا من موعد الإغلاق، كلما تحسنت نتائجنا. |
| dedi. (Gülüşmeler) sonuçlarımız bunlar. | TED | (ضحك) لا، ها هي نتائجنا. |