Affedersin. Cezalandırıcı'nın hafta sonu tatili yapacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أتصور أن المعاقب سيأخذ عطلة نهاية اسبوع طويلة |
Senin erkek arkadaşın olsaydı ve o hafta sonu tatili için senden daha iyi bir kız bulup, voleybol falan oynasaydı... | Open Subtitles | ..وهذا الرجل خرج مع فتاة أفضل منكِ في عطلة نهاية الأسبوع.. في الشمال حيث لعبوا الكرة الطائرة |
Tamam, biliyorsun ki adet olarak yılın en iyi satış yapan elemanı Riverside'ta bir hafta sonu tatili kazanıyor. | Open Subtitles | حسناً إسمع كما تعرف مؤتمر أفضل بائع لهذه السنة سيقام في عطلة نهاية الإسبوع في ريفرسايد |
Bay Dunn zahmet edip gelirse, dakik olmayı öğrenene kadar onunla hafta sonu tatili geçirmeyeceğimi söylersiniz. | Open Subtitles | قولي له بأني لن أمضي عطلة نهاية الأسبوع معه حتى يتعلم إخبار الوقت |
Ayrıca, hafta sonu tatili kuralını da McKinley'de bitirmeye söz veriyorum. | Open Subtitles | أيضاً، أعدكم بأن أنهي سياسة ثانوية ميكنلي في الحصول على عطل نهاية الأسبوع. |
Hafta sonu tatili yapmadan altı ay ve kahrolası nakil araçları 5 dakika gecikti. | Open Subtitles | ستة شهور ...دون عطلة نهاية الأسبوع الناقلين الأوغاد متأخرين بخمسة دقائق |
Sadece ikimiz. Bebek gelmeden bir hafta sonu tatili. | Open Subtitles | فقط أنت وأنا , a عطلة نهاية إسبوع قَبْلَ أَنْ يَجيءُ الطفل الرضيعَ. |
Lüks bir hafta sonu tatili. | Open Subtitles | عطلة نهاية أسبوع فاخرة |
İyi ki yurtta hafta sonu tatili vardı. | Open Subtitles | لحسن الحظ, في عطلة نهاية الأسبوع (كانوا يسمحون لي بزيارة خالتي (بيكي |
Üste hafta sonu tatili var. | Open Subtitles | عطل نهاية الأسبوع في القاعدة. |