"sorduğunuzda" - Translation from Turkish to Arabic

    • سألتيني
        
    • عندما تسأل
        
    • عندما تسألهم
        
    • عندما تطرح
        
    Tam da bu yüzden siz bana neden akademiden ayrıldığımızı sorduğunuzda bir parçam sebebini hatırlayamadı. Open Subtitles ونصف اكراه وعندما سألتيني لم غادرنا الأكاديمية من الأساس جزء مني لم يستطع التذكر
    Bana annemin McClaren ile ilişkisinin olup olmadığını sorduğunuzda, ...size hiç tanışmadıklarını söylemiştim. Open Subtitles عندما سألتيني هل والدتي لديها علاقة شخصية بـ (ماكلرين), لقد قلت لكِ لا
    Fakat yeni evlilere boşanma olasılıklarını sorduğunuzda, bunu yüzde sıfır olarak öngörürler. TED ولكن عندما تسأل الأزواج حديثي العهد عن إمكانية طلاقهم هم شخصيا فإنهم يقدرونها بـ 0 بالمائة.
    İnsanlara video oyun sektöründe neyin önemli olduğunu sorduğunuzda çoğu insan Atari 2600'ün video oyun sektöründeki değişimin Nexus'u olduğunu düşünüyor. TED عندما تسأل الناس عن تجارة ألعاب الفيديو وما المهم فيها، يعتقد معظمهم بأن أتاري 2600 هي صلة الوصل، العامل المحفز لتجارة ألعاب الفيديو.
    UCSF'e gittim ve oradaki tüm ağır nörobiyolojistlerle konuştum ve onlar da bilim insanlarına utandırıcı sorular sorduğunuzda sıklıkla yaptıkları gibi sabırsızlık gösterdiler. TED فذهبت إلى جامعة "UCSF" و تحدثت إلى كل كبار علماء الأعصاب هناك و أظهروا بعض التململ كما يفعل العلماء عادة عندما تسألهم أسئلة محرجة
    Doğru soruyu sorduğunuzda, her şey daha net ortaya çıkıyor: Bu ülkede sağlık hizmetleri konusunda çatlaklarımız olabilir, fakat sağlık konusunda hepimiz hemfikiriz. TED عندما تطرح السؤال الصحيح، يكون اكثر وضوحاً؛ قد لا نتفق على الرعاية الصحية في هذا البلد ولكن نتفق على أن نكون أصحاء.
    Bunu şöyle biliyoruz, insanlara haftanın en sevdikleri gününü sorduğunuzda, beklenildiği gibi cumartesi ilk sırada geliyor, sonra cuma, sonra pazar. TED نعلم هذا لأنه عندما تسأل الناس عن يومهم المفضل في الأسبوع دون منازع، مفاجئة ! يحل يوم السبت أولاً، ثم يوم الجمعة و يليه يوم الأحد.
    Çünkü bunu kendinize sorduğunuzda, hata yapma korkusunun sizi nasıl kısıtladığını, bizi harika şeyler yapmaktan nasıl alıkoyduğunu ve hayatın nasıl donuklaştığını, şaşırtıcı şeylerin oluşunu nasıl durduğunu anlamaya başlarsınız. TED لأنه عندما تطرح هذا السؤال، فإنك تبدأ بفهم كيف أن الفشل يقيدك، كيف يمنعنا من خوض غمار أشياء عظيمة، وتصبح الحياة باردة ومملة، فتتوقف الأشياء الرائعة عن الحدوث.
    Önemli olan nokta, tek bir soru sorduğunuzda ve cevabı için tek bir kutu olduğunda, bu tek sorunun aslında içinde bir çok farklı anlam barındıran bir çok sorunun bulunması ama aynı kelimelerle ifade ediliyor olması durumunda başınızın derde girdiğidir. TED ما في الأمر أنك ستقع في إشكالٍ عندما تطرح سؤالاً وحيداً مع خانةٍ وحيدةٍ للإجابة، بيد أن هذا السؤال الوحيد في واقع الأمرعبارةٌ عن عدة أسئلة بمعانٍ مختلفةٍ تماماً، لكن بنفس الكلمات .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more