Anlamıyorsun. Beni görmeye geldiler ve cihazla ilgili sorular sordular. | Open Subtitles | أنت لاتفهم , أتوا لرؤيتي لقد سألوني عن أداة المعصم |
Bu yüzden bana, gidip yaşlı hastayı, Rosalie'yi görüp göremeyeceğimi sordular. | TED | لذلك سألوني اذا كان في استطاعتي المجئ لرؤية روزالي وهو إسم السيدة العجوز |
Ve şunu sordular: Modele eklenen hangi değişkenler gerçek hayattaki durumu önümüze koyacak? | TED | و قد سألوا .. ما هي مجموعة المتغيرات التي يمكن وضعها في نموذج؟ سوف يؤدي الى ما نراه في الواقع؟ |
Tüm bu sürede bizi sorguladılar, Riley'i ve Tom Card'ı sordular. | Open Subtitles | لقد كانوا يستجوبونا طوال الوقت يسألون عن رايلي و توم كارد |
Son dört saatte bir şey yiyip yemediğini sordular mı? | Open Subtitles | لقد سألوك مسبقاً إن كنت قد أكلت أو شربت في الأربع ساعات الماضية؟ |
Aslında bilmiyorum. Bana ifade vermek isteyip istemediğimi sordular. | Open Subtitles | اٍننى لا أعرف بالتحديد سألونى اٍذا كنت أرغب فى الاٍدلاء ببيان |
Sorular sordular. Ama ne söyleyebilirdim ki? | Open Subtitles | لقد سألوني أسئلة ولكن ما الذي يمكنني قوله لهم؟ |
Çevrede yabancı görüp görmediğimi sordular. | Open Subtitles | و سألوني إن كنت قد رأيت أي غرباء في الجوار |
Bana neler yaptığını arkadaşlarının kim olduğunu ve kimlerin onu ziyaret ettiğini sordular. | Open Subtitles | سألوني ما الذي يفعله ومن هم أصدقائه ومن الذي يزوره |
Bir form bile doldurdum. Kendime gelip gelemediğimi sordular. | Open Subtitles | لقد ملأت طلباً و سألوني إن كنت لا أزال أتعاطى المخدرات |
Pompaları satın aldığımda onları paket mi isterim yoksa giymek mi isterim diye sordular. | Open Subtitles | حينما اشتريت الحذاء سألوني إن كنت أريده ملفوفاَ أم سأرتديه |
Matematik tarihinin bazı büyük dehaları bu soruyu sordular, İbn-i Heysem, Ömer Hayyam, Nasîrüddin Tûsî, Giovanni Saccheri, János Bolyai, Carl Gauss, ve Nikolai Lobachevsky gibi. | TED | بعض أعظم العقول في تاريخ الرياضيّات سألوا هذا السؤال، أشخاصٌ مثل: ابن الهيثم، وعمر الخيّام، ونصير الدين الطوسي، وجيوفاني ساتشيري، ويانوس بولياي، وكارل غاوس، ونيكولاي لوباتشيفسكي |
Böylece Suudi Arabistanlılara şunu sordular; Ülkenizdeki her 100 kişiden kaçı aşırı kilolu veya obezdir? | TED | ولذلك سألوا السعوديين لكل 100 شخص بالغ في بلدك، كم منهم يعاني من زيادة الوزن أو السمنة؟ |
Seni sordular, ama sanırım buraya uğrayamayacak kadar meşguller. | Open Subtitles | لقد سألوا عنك, ولكنى اعتقد انهم مشغولون جدا ليمروا هنا. |
Bana ve meslektaşlarıma değer sistemlerimiz ve ortak girişimizin rotasının neye ihtiyacı olduğu hakkında eş değerde zor sorular sordular. | TED | يسألون أسئلة مساوية بالصعوبة عن ذاتي وأقراني من الحي وعن نظم القيم خاصتنا وكيف سيكون طريقنا نحو وكالة جماعية. |
Son dört saatte bir şey yiyip yemediğini sordular mı? | Open Subtitles | لقد سألوك مسبقاً إن كنت قد أكلت أو شربت في الأربع ساعات الماضية؟ |
Gerçekten senin annen olup olmadığımı sordular. | Open Subtitles | لكن هؤلاء الطلاب الذين سألونى إذا أنا حقا أمك |
Birileri beni Kuzey Koreli olmakla suçluyordu bundan dolayı da Çince bilgimi test edip bir sürü sorular sordular. | TED | بعد أن إتهمني أحدهم بأنني من كوريا الشمالية لذا إختبروا قدراتي في اللغة الصينية وسألوني أطناناً من الأسئلة |
Konferansın sonunda çok sayıda soru sordular, fakat bir tanesi özellikle aklımda yer etti. | TED | في نهاية المحاضرة طرحوا الكثير من الأسئلة، ولكن كان هناك سؤال واحد علق بذهني منذ ذلك الحين. |
Seni daha önceden silahla görüp görmediğimizi sordular. | Open Subtitles | سألونا إن كنا قد رأينا معك مسدّس |
Günün birinde güvenlik kontrolü yaptılar ve bana radikal bir gruba üye olup olmadığımı sordular. | Open Subtitles | ،ذات يوم قاموا بمرور أمني وسألوا ما إذا كنت عضواً في أية جماعات ثورية |
İyi, bana sordular da. | Open Subtitles | حَسناً، لقد سَألوني |
İnsanlar bana tüm bu olan şeyler içinde en iyi kısmının ne olduğunu sordular yüksek irtifa tıbbı, çevresel sistemler, balon ve paraşüt teknolojisi ve meteoroloji konusunun en iyi uzmanlarıyla çalışmak bir şans idi | TED | سألني الناس عن الجزء المفضل لدي من كل هذا، وقد كانت الفرصة التي أُتيحت لي للعمل مع أفضل الخبراء في مجال الرصد الجوي وركوب المنطاد وتقنيات الهبوط بالمظلة والنظام البيئي و أطباء ذوي كفاءة عالية. |
Görüşmede benle ilgili ne sordular, söylesene. | Open Subtitles | لذا، قل لي، ما الذى سألوه عني في المقابلة؟ |
Ne bildiklerini öğrenmek için sorular sordular. | Open Subtitles | كانوا يطرحون عليهم الأسئلة لمعرفة ماذا يعرفون. |
O köprüde neden bulunduğum hakkında bir sürü soru sordular. | Open Subtitles | لقد كانوا يسألونني أسئلة كثيرة حول سبب تواجدي على الجسر |
Görüyorsunuz ya, ne olmak istediğimi sordular sonra da ne olmamam gerektiğini söylediler. | TED | انظروا، طلبوا مني ما أريد أن أكون، ثم قالوا لي ما لا يجب أن أكون. |