Hayır, garajımda yabancı bir adamı sorgulayıp hayatını kurtarmama, tesadüfmüş gibi davranma. | Open Subtitles | لا تتعامل مثل العفوى عندما استجوب رجال غرباء فى المرآب لأنقذ حياتك. |
Sizi tek tek sorgulayıp suçunuzu açığa çıkarmadan önce o altınları geri getirip ofisin bütçesini doldursanız iyi olur. | Open Subtitles | قبل ان استجوب شخص تلو الاخر,واجد كل تلك الجرائم حولكم سيكون افضل لكم ان تعيدوهم لوحدكم وتملئون تمويلات المكتب |
Sonraki birkaç yıl boyunca Frost pek çok üstün değere sahip kişiyi başarıyla sorgulayıp, işe aldı. | Open Subtitles | وخلال 6 سنوات من بعدذاك استجوب وجنّد العديد من الأفراد رفيعي القيمة. |