| - Ne dediğini sormak için uygun bir an mı bu an? | Open Subtitles | هل الآن وقتٌ مناسب لأسأل ما الذي يجري بحق الجحيم؟ |
| Neyse, kendisinin en yetkin kişi olacağını düşündüm gidip de Amerikan tarihini tanımlayan noktanın ne olduğunu sormak için. | TED | إذَا فكرت انه سيكون الشخص المناسب للسؤال عن لحظة حاسمة في التاريخ الأمريكي |
| Ve ödemeniz gereken faturaları niçin ödemediğinizi sormak için buradayım. | Open Subtitles | وجئت لأسألك عن سبب إمتناعك، عن دفع فواتيرك؟ |
| Daha sonra soru sormak için zaman olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك متسع من الوقت لطرح الأسئلة لاحقًا. |
| Jim, nasıl hissettiğimi sormak için zihin okumana gerek yok. | Open Subtitles | جيم , لا يجب أن تكون قارئ أفكار لتسألني ما هو شعوري |
| "sormak için yanlış kişiyi seçtin" diyor ama peki bu sözün maksadı nedir? | Open Subtitles | انا الشخص الحطأ لتسأله ولكن ماهذا ما النبرة التي تريدها هنا ؟ |
| Evet, geçen ay polise ihbar ettiğiniz olayla ilgili sorular sormak için buraya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لنسألك عن الحادثة التي بلغت بها للشرطة الشهر الماضي |
| Bu kadar yıldır size bunu 3. kez size sormak için geldim. | Open Subtitles | . إنها المرة الثالثة خلال سنوات التي آتي فيها إليك لأسئلك |
| Burada soru sormak için bulunduğumu sanıyordum, ...onları cevaplamak için değil. | Open Subtitles | توقعت أنني هنا لأسأل الأسئلة ، لا لأجيبهم |
| Ve labaratuvarınızda, güvenlik kayıtlarındaki haritanın kayıp kısmının yeniden biçimlendirmesini yapabilecek biri var mı diye sormak için. | Open Subtitles | و لأسأل إذا كان لديكِ أحدٌ في هذا المختبر يستطيع إعادة تشكيل قصاصة المخطط المفقودة من صور المتحف الأمنية |
| Acaba bir Boeing 757 hangi malzemeden imal edilmiştir? sormak için Boeing'i aradım, ama-- | Open Subtitles | إذن مما تصنع البوينج 757 لقد أتصلت ببوينج للسؤال عن ذلك ، ولكن |
| Bir iki soru daha sormak için bu gece size geleceğim. | Open Subtitles | سأحاول أن آتي في المساء لأسألك بعض الأسئلة |
| Ne oldu? Bir soru sormak için uğradım. | Open Subtitles | جئت لطرح سؤال , هل أنت متفرغ ليلة السبت ؟ |
| Geçen gece beni, maymunların görünüşleri için endişe edip etmediklerini sormak için uyandırmıştın. | Open Subtitles | لقد ايقضتني ليله امس لتسألني هل القدره تقلق بشأن شكلها |
| - Bunu sormak için yanlış kişiyi seçtin. - Hayır, olay da bu zaten. | Open Subtitles | انا الشخص الخاطئ لتسأله , مهلا مهلا هنا المشكلة |
| Buraya sana garip bir soru sormak için geldik. | Open Subtitles | نحن، نحن هنا لنسألك سؤال غير عادي |
| Babamı ringe tekrar çıkartarak ne düşündüğünü sormak için yeterince bekledim mi? | Open Subtitles | هل إنتظرت طويلاً لأسئلك ماذا تفكرين بإعادة أبي للحلقة ؟ |
| Troezen Ormanı'ndan geçerek tüm yolu sorunu sormak için geldin. | Open Subtitles | أتيت كل هذه المسافة من غابة التروزين لتسأل هذا السؤال |
| Şu Vegas'taki adamın kim olduğunu öğrenmek istiyorsun da tekrar sormak için çok nâziksin. | Open Subtitles | الآن تريدين معرفة من هو الرجل الذي في فيجاس ولكنك مهذبة جداً لتسألي |
| Hadi, şimdi sormak için iyi bir zaman. Hadi gitsene. | Open Subtitles | أسرع ، هذا هو الوقت المناسب لسؤاله هيا. |
| - Evet, Leo. Bugün kız kardeşinin doğum günü, gelip gelmeyeceğimi sormak için aramıştır. | Open Subtitles | إنه عيد ميلاد أخته ربما اتصل ليسأل عن قدومنا |
| Kızların Adem elmasının olup olmadığını sormak için beni gece 2'de aramadığınıza emin misiniz? | Open Subtitles | أنت متأكّد ذلك ما كَانَ الوقتَ دَعوتَني في 2: 00 صباحاً للسُؤال |
| Bu kadar uzağa ne yapmak niyetinde olduğunuzu sormak için geldim. | Open Subtitles | قطعت كل هذه المسافة لكي اسألك ما هي نواياك ؟ |
| Ama ben de size aynı soruyu sormak için geldim. | Open Subtitles | ولكن أنا هنا لكي أطرح عليكَ نفس السؤال |