"sormalısınız" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن تسأل
        
    • تسأله
        
    • تسألها
        
    • عليك سؤال
        
    • تسأليه
        
    • تسئلا
        
    • أن تسألوا
        
    • يجب أن تسألي
        
    • عليكِ أن تسألي
        
    • عليك سؤالها
        
    • ان تساله
        
    kendinize sormalısınız, bu adam 2025 veya 2027’ye kadar gerçekten bunu yapabilir mi? TED عليك أن تسأل نفسك، هل يمكن لهذا الشخص أن يفعل ذلك في 2025 أو 2027؟
    Kendinize şunu sormalısınız: Gerçekten de fark yaratıyor mu? TED فعليك الآن أن تسأل نفسك سؤالًا: هل أحدثنا فرقاً؟
    - Bunu ona kendiniz sormalısınız. Open Subtitles هل تظنين أنه سيعرفه ؟ عليك أن تسأله بنفسك
    Ona sormalısınız. Open Subtitles أنت يجب عليك أن تسأله.
    Karımın evliliğimizden memnuniyetini bilmek istiyorsanız, sanırım ona sormalısınız. Open Subtitles ، لو أردت أن تقيس مدى سعادة زوجتي عليك أن تسألها
    - Bunu Carter'a sormalısınız, efendim. - Ben de bilgilendirilmeyi bekliyorum. Open Subtitles سيكون عليك سؤال كارتر فى هذا الشأن إننى أتطلع إلى تقريرها
    Güzel soru. Oraya vardığımızda bunu kendisine sormalısınız. Open Subtitles سؤال جيد يجب أن تسأليه عندما نصل إليه
    Bir noktada, eğlenceniz illaki bozulacak, işte bu yüzden, yemininizi etmeden önce, kendinize sormalısınız, yatağımdaki bu insan, yaşanabilecek herşeye değer mi? Open Subtitles في وقت ما، ستتفاقم المشاكل، ولذلك السبب، قبل أن تقوما بالإلتزام، عليكما أن تسئلا أنفسكما،
    Şimdi, kendinize bir soru sormalısınız: Open Subtitles الآن .. يجب أن تسألوا أنفسكم سؤالاً واحداً
    Karıma sormalısınız. Partiyi o organize etti. Open Subtitles يجب أن تسألي زوجتي فهي التي نظمت الحفلة
    Belki bunu Lyndon Johnson'a sormalısınız. O biliyordur. Open Subtitles ربما يجب عليك أن تسأل ليندون جونسون فإنه لديه بعض الأجوبة
    Belki bazı yardım için diğer Elders sormalısınız. Open Subtitles حسناً ، ربما يجب أن تسأل الشيوخ الأخرين لبعض المساعدة
    Ortağınıza tüm o paraya... ne olduğunu sormalısınız. Open Subtitles يجب أن تسأل شريكتك عن ماذا حدث لتلك الأموال
    Ona sormalısınız. Open Subtitles أنت يجب عليك أن تسأله.
    Bunu, ona sormalısınız. Open Subtitles يجب عليك أن تسأله
    Ona sormalısınız. Open Subtitles يجب عليك أن تسأله
    Bayım,Ne olduğunu bilmiyorum.Bunu ona sormalısınız. Open Subtitles ياسيد، لا ادري ماذا حدث يمكنك ان تسألها
    Ah... Kendisine sormalısınız. Open Subtitles عليك أن تسألها هي بشأن الأمر إذاً
    - Kaçamak cevaplar veremeyeceği sorular sormalısınız. Open Subtitles عليك أن تسألها سؤالاً بلا مخرج
    Belki de diğer kızlara sormalısınız. Dora'ya olanların gerçekten çok ağır olduğunu biliyorum. Open Subtitles ربما عليك سؤال احدى البنات غيري أعلم قساوة ما حدث لدورا
    Bunu ona sormalısınız. Open Subtitles سيكون عليك أن تسأليه ذلك
    Bir noktada, eğlenceniz illaki bozulacak, işte bu yüzden, yemininizi etmeden önce, kendinize sormalısınız, yatağımdaki bu insan, yaşanabilecek herşeye değer mi? Open Subtitles في وقت ما، ستتفاقم المشاكل، ولذلك السبب، قبل أن تقوما بالإلتزام، عليكما أن تسئلا أنفسكما،
    Siz oradakiler kendinize birşeyi sormalısınız Open Subtitles لذا كلكم في الخارج عليكم أن تسألوا أنفسكم شيئا واحدا
    Bu embesil sen onu yatırdığında odada değildi yani kendinize sormalısınız bunu nasıl yaptı diye. Open Subtitles لم يكن هذا "إمبسيلي" في الغرفة عندما طرحتيه ارضاً لذلك يجب أن تسألي نفسك كيف فعلها؟
    Savcılık bürosuna sormalısınız. Open Subtitles عليكِ أن تسألي مكتب المدّعي العام في المقاطعة
    Bence bu konuyu kendisine sormalısınız. Open Subtitles - .أعتقد أنّ عليك سؤالها حول ذلك -
    Bunu ona sormalısınız. Open Subtitles يجب عليه ان تساله بنفسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more