Dün seni aradım çünkü bilgi işlemden bir eleman tuhaf sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | إسمعي، سبب إتّصالي البارحة لأنّ الخبير التقني في بمكتب بدأ بطرح أسئلة، من النوع الخطأ. |
Ama sonra Cobb bir sürü sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | لكن العميد (كوب) بدأ بطرح العديد من الأسئلة |
Onu buraya getirdiğin geceyle ilgili sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | الأمر الهام أنها بدأت تسألني عن الليلة التي أتيت بها إلى هنا. |
Dün geceden sonra İçişleri bana çok fazla soru sormaya başladı. | Open Subtitles | بعد ليلة أمس، الشؤون الداخلية بدأت تسألني... أسئلة لا أريد الإجابة عليها... |
Ama sonrasında, güvenlik prosedürleri ile ilgili sorular sormaya başladı,... bende şüphelendim ve aramalarına cevap vermemeye başladım. | Open Subtitles | لكن عندما بدأ يسأل عن إجراءات الحراسة أصبحت مرتابا، وتوقفت عن الرد على مكالماته |
Herkesin kimliğini aldı ve onlara sorular sormaya başladı. | TED | أخذ بطاقات الهوية من الجميع ثم بدأ يطرح عليهم الأسئلة |
burada çalışan bir kızı sormaya başladı. Serseri, tam bir kabadayı gibiydi. | Open Subtitles | بدأ يسألني عن فتاة عملت هنا ثم صار عنيفا وبدايمسك بي |
Sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | و بدأ بطرح الأسئلة |
- ...sorular sormaya başladı... | Open Subtitles | -هو أنه بدأ بطرح الأسئله |
O da Joe'ya bir şeyler sormaya başladı ve Joe kendini savunmaya başladı birden, sanırım doğru kelime bu. | Open Subtitles | بدأ بطرح الأسئلة على (جو)، وأصبح (جو)... دفاعياً، -أعتقد أنّ تلك هي أفضل صياغة . |
Polis bana salak salak sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | الشرطة بدأت تسألني ...هذه الأسئلة الغبية |
Görevli bir sürü sinir bozucu soru sormaya başladı. | Open Subtitles | بدأت تسألني كل أنواع الأسئلة المزعجة |
Oyuncak silahıyla oynuyordu ve sorular sormaya başladı: | Open Subtitles | كان يلعب بلعبة بندقية و قد بدأ يسأل أسألة |
Benim için bestelediği şarkıyı çalmayı bıraktı ve bana beni sormaya başladı. | Open Subtitles | قام بايقاف الأغنية التي ألفها من أجلي و بدأ يسأل عني |
Ve temel soruları sormaya başladı. | Open Subtitles | ولذا بدأ يسأل الأسئلة الجوهرية |
Ben sadece kitaba bakıyordum, o gelip sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | كنت أنظر إلى الكتاب وهو بدأ يطرح عليّ الأسئلة |
Şimdiden soru sormaya başladı mı? | Open Subtitles | بدأ يطرح الأسئلة مسبقا؟ |
Finn, dün bir adam bana geldi ve senin hakkında sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | (فِن)، بالأمس... جائني رجل و بدأ يطرح أسئلة عنك |
Sonra cenaze levazımatçısı sorular sormaya başladı: | Open Subtitles | ومن ثم مدير الجنازة بدأ يسألني |