"sorulara cevap" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإجابة على الأسئلة
        
    • أسئلتنا
        
    • أجب على أسئلتي
        
    • أجيب على أسئلة
        
    • أجيب عن
        
    • للإجابة على
        
    • إجابات
        
    En iyi ihtimalle, bütün geceyi sorulara cevap vererek polis karakolunda geçirirsiniz Open Subtitles أفضل حال، كنت تنفق كل الليل في مركز للشرطة، الإجابة على الأسئلة.
    Belki de bu nedenle kimlikle ya da kökenle ilgili sorulara cevap vermek benim için zor. TED ربما ذلك هو السبب أنّني أجد صعوبة في الإجابة على الأسئلة التي تخص الهوية والأصل.
    Sanık, sorulara cevap vermek ya da itiraf etmek dışında konuşamaz. Open Subtitles المتهمة لن تَتَفوه بِأي كَلِمَة إلا لتجيب على أسئلتنا أو لتعترف
    Sadece sorulara cevap ver. Neye istersem ona cevap veririm! Open Subtitles ـ فقط أجب على أسئلتي ـ سأجيب على ما يحلو لي فقط
    Böyle aptal sorulara cevap vermek zorunda kalmayayım diye bin dolar öneriyorum işte. Open Subtitles أنا سأدفع 1000 دولار لكي لا أجيب على أسئلة سخيفة كهذا
    Sizi ilgilendirmiyorsa bu sorulara cevap vermemem gerekirdi. Open Subtitles هذا فعلاً ليس من شأنكم وبالتالي ليس عليّ أن أجيب عن هذه الأسئلة
    Öğrenciler dijital günlüklerini not yazmak için, sorulara cevap vermek için, model inşa etmek için ve varsayım geliştirmek için kullanırlar. TED يستخدم الطلاب سجلاتهم الرقمية لتدوين ملاحظاتهم، للإجابة على الأسئلة، لإنشاء نماذج ولتطوير الفرضيات.
    Bu ve diğer sorulara cevap bularak belki bir gün kendimizi yaralar sadece hatıralarda kalacak kadar iyi iyileştirebiliriz. TED حين نجد إجابات على مثل هذه الأسئلة وغيرها ربما سنتمكن من شفاء أنفسنا جيداً وتبقى الندوب شيئا من الماضي
    Bu yaratık kendisine yeterli fırsat verilmesine rağmen suçlamalarla ilgili bütün sorulara cevap vermeyi reddetmiştir. Open Subtitles هذه الدخيلة أبت الإجابة على الأسئلة المُتعلّقة بالتهم المذكورة بالمذكّرة. بالرغم من توفير كافّة السبل لمُساعدتها.
    Belli ki, sorulara cevap veremiyorlar. Open Subtitles من الجليّ أنه لا يسعهم الإجابة على الأسئلة.
    Yabancı, mahkeme emrindeki suçlamalarla ilgili olarak sorulan sorulara cevap vermeyi reddetti ve ona sunulan fırsatları kullanmadı. Open Subtitles هذه الدخيلة أبت الإجابة على الأسئلة المُتعلّقة بالتهم المذكورة بالمذكّرة. بالرغم من توفير كافّة السبل لمُساعدتها.
    Patronun bizim buralarda olduğumuzu sana söyledi, o yüzden utangaç çocuğu oynamayı bırak, işimizi kolaylaştır ve sorulara cevap ver. Open Subtitles رئيسك قال لك أننا سوف يتأرجح من قبل، حتى التوقف عن اللعب الصبي خجول، قيام بذلك طريقة سهلة والإجابة على أسئلتنا. حسنا.
    Eğer bilek güreşinde sizi yenersem sorulara cevap verirsiniz. Open Subtitles أن هزمتك في لي الذراع فستكون مجبر للأجابة عن مزيد من أسئلتنا
    Şimdi sorulara cevap ver. Open Subtitles الآن ، أجب على أسئلتي
    Şu aptal sorulara cevap bulmak için bir gündür burada oturuyorum. Open Subtitles إذا أنا أجلس هنا منذ 24 ساعة مضت أجيب على أسئلة سخيفة
    Böyle sorulara cevap vermeyecek kadar ödeme yapıldı bana. Open Subtitles لقد أعطاني مالاً يكفي لكي لا أجيب عن أسئلة كهذه.
    Ben alanımla ilgili sorulara cevap veririm, mesela, Open Subtitles "أنا فقط أجيب عن أسئلة "توم مثل ما الخطب بمنشارك؟
    Elçilik'te bazı sorulara cevap vermeniz esnasında size eşlik etme emri aldım. Open Subtitles لدي أوامر لمرافقتك للسفارة للإجابة على بعض الأسئلة
    Yani karnın iyice şişmeye başlamadan sorulmaya başlanacak sorulara cevap vermek istemiyorum. Open Subtitles أعني أنا لا أريد أن أضطر للإجابة على الأسئلة حتى أصبح سمينة فعلا.
    Hayatımın büyük bölümü bunun gibi sorulara cevap aramakla geçti. TED جزء كبير من حياتي يعد رحلة بحث للحصول على إجابات لتلك الأسئلة.
    Hiç kimse yola çıkma nedenim olan Tanrının varlığına dair delilleri veya hayatın anlamı gibi büyük varoluşsal sorulara cevap istemedi. TED لم يطلب أحد إجابات لأسئلة وجودية عميقة أو دليلًا على وجود الإله أو معنى الحياة مثل الذي كنت أبحث عنه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more