Dans edersem, sorun olduğunu anlarlar. | Open Subtitles | لو شاهدوني أرقص، سيتأكدون أن هناك خطب ما. |
Eğer doktorum bu bebekte fiziksel bir sorun olduğunu söylese, bununla başa çıkabilirdim. | Open Subtitles | .. إن أخبرتني طبيبتي أن هناك خطب ما بطفلي .. شئ طبيعيّ سأتحمّل ذلك |
Gelip telefonu alana kadar bir sorun olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | لم اعلم بوجود مشكلة حتى اتى و رد على الهاتف |
Haydi tatlım bir sorun olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بربكِ يا عزيزتي أنا أعلم أن هناك مشكلة ما هي؟ وضعي في حُسبانكِ أنني لم أأكل شيئاً طوال النهار |
Bu da düzeltmemiz gereken bir sorun olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا يعني ان هناك شيء ما خطأ ويجب ان يتم إصلاحه.. |
Sonra televizyonunda sorun olduğunu düşündü ve kapattı. | Open Subtitles | ثمّ فكّرتْ أن الشيءَ كَانَ خاطئَ بتلفزيونِها و أطفئناه. |
Baloyla ilgili sorun olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تخبروني بأن هناك مشاكل في إقامة الحفل ؟ |
Ama onlar bizi tanımıyor. Bir sorun olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | ولكن هم لايعرفوننا سيعلمون بأن هنالك خطأً ما |
Kabinde sorun olduğunu ne zaman fark ettiniz? | Open Subtitles | -متى أدركت بأنّ هناك مشكلة في القمرة؟ |
Tom, çocuğunla ilgili bir sorun olduğunu kabul etmediğin gibi, kafanı da kuma gömüyorsun. | Open Subtitles | لا تريد أن تعترف أن هناك خطب ما بإبنتك إنه شيء آخر تخبيء نفسك منه |
Çayda bir sorun olduğunu biliyordum. Uyarıldım da. | Open Subtitles | علمت أن هناك خطب ما في الأعشاب، وقد تم تحذيري |
Bir sorun olduğunu düşünüyorsanız, CIA'e söyleyin Bilgisayar'ı silsin. | Open Subtitles | إنظري لو أنك تظنين أن هناك خطب ما يجب ان تجعلي المخابرات المركزية تزيلها |
Eski tür işlerin değer kaybettiğini gördüğümde bir sorun olduğunu anladım. | Open Subtitles | لقد شعرت بوجود مشكلة عندما أدركت أن الماجستير في إدارة الأعمال سرعان ما أصبح سلعة قليلة القيمة |
Derler ki; bir sorun olduğunu kabul etmek savaşı kazanmanın yarısıdır, beklemediğiniz bir şey de olsa... | Open Subtitles | يقولون الإعتراف بوجود مشكلة بمثابة نصف المعركة... حتى لو كانت شيء لم تتوقعه... |
Ortada bir sorun olduğunu bilmesini istedim ben de biliyordum. | Open Subtitles | لأعلمها بوجود مشكلة وقد رأيتها أنا أيضا |
Bir sorun olduğunu ve bunun biz olmadığımızı kabul edene kadar. | Open Subtitles | حتى يعترفوا أن هناك مشكلة وتلك المشكلة ليست نحن |
Bir sorun olduğunu düşünüyorsan, içeri dönüp başka bir yere gidebiliriz. | Open Subtitles | لو اعتقدت أن هناك مشكلة فيمكننا دائماً العودة لداخلها والذهاب لمكان آخر |
- Neden evliliğimizde sorun olduğunu düşündün? | Open Subtitles | لماذا كنت تعتقد أن هناك مشكلة في زواجنا؟ |
Onlara söylediğiniz şey, özünde onlarda bir sorun olduğunu belirtiyor. | Open Subtitles | وهو أنّك في الأساس، تقولين لهم، أنّ هُناك شيء ما خطأ بهم. |
Oraya vardığımızda bir sorun olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | حالما وَصلنَا إلى هناك، عَرفتُ الشيءَ كَانَ خاطئَ. |
Baloyla ilgili sorun olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تخبروني بأن هناك مشاكل في إقامة الحفل ؟ |
Eğer milletin, sende bir sorun olduğunu düşünmesini istemiyorsan, yapmalısın da. | Open Subtitles | وألن تضطر لذلك إذا لم تكن تريد أن يفكر الناس بأن هنالك شيئاً غريباً بشأنك؟ |
SSRI grubu anti-depresan ilaçların intihara sebep olup olmadığı konusunda büyüyen bir endişe ve bu ilaçlarda sorun olduğunu söyleyen bir kaç, belki 2000 dolayında kampanyacı ile bunu red eden düzenleyici otoriteler ve ilaç şirketleri vardı. | Open Subtitles | اهتمام متزايد حول مسالة إذا ما كانت الأدوية المُضاد للإكتاب "SSRI" تسبّب اﻹنتحار و كان هناك بعض من ناشطي الحملات بحدود الـ 2,000 الذين كانوا يقولون بأنّ هناك مشكلة في هذه الأدوية |