"sorunsuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • بسلاسة
        
    • نحو سلس
        
    • مشاكل على
        
    • أيّة مشكلة
        
    • بالسلاسة
        
    • الموسعة الجديدة
        
    • دون أي مشاكل
        
    • دون مشاكل
        
    Gecenin kalanında sorunsuz bir yolculuk yapacağız. Open Subtitles يجب علينا الأبحار بسلاسة فىما تبقى من الليلة.
    Bu operasyonun son derece sorunsuz yürümesini istiyorum, Azimi. Open Subtitles أريد أن تسير هذه العملية بسلاسة يا ازيمي
    Bu müzakerelerin sorunsuz gideceğine inanmamızı sağlar. Open Subtitles يوفر الإيمان بأنّ المفاوضات سوف تسير بسلاسة
    - Bir fikrim yok. Deneyler sorunsuz geçti. Open Subtitles ليس لديّ فكرة، فالتجارب صارت علي نحو سلس.
    Kiliseye giden iyi, sorunsuz bir aile. Open Subtitles عائلة متدينة طيبة، لا تملك مشاكل على الإطلاق
    sorunsuz bir operasyonda başka ne sorun çıkabilir ki? Open Subtitles أيّة مشكلة أخرى عساها تكون مع عملية خالية من المشاكل؟
    Bu koşullar altında ne kadar sorunsuz olması beklenebilirse o kadar. Open Subtitles بالسلاسة المتوقعة, ضمن ظروف العمل الممنوحة.
    Genişletilmiş konsolunuz düzgün ve sorunsuz çalışıyor. Open Subtitles حسناً، ها نحن ذا لوحة تحكمكم الموسعة الجديدة جاهزة للعمل
    Çok fazla baş dönmesi yaşamadığınız sürece, hamileliğiniz sorunsuz devam edecektir. Open Subtitles طالما أنّكِ لا تشعرين بالدوار الشديد، يمكن لحملِكِ أنْ يستمر دون أي مشاكل على الإطلاق. كراسة الامتحان الاسم:
    Bu görevi sorunsuz bir şekilde yerine getireceğini umuyorum. Open Subtitles اتمنى ان تنفذي المهمة من دون مشاكل سأنتظر الاخبار السارة
    Bütün takım yağlanmış bir saat gibi sorunsuz ve harika bir şekilde işliyor. Open Subtitles الفريق ككل يعمل بسلاسة وسرعة مثل ساعة قديمة مزيته جيدًا، وداعًا
    Her şeyin sorunsuz ve normal gideceğini söylemiştin. Open Subtitles أعتقدتُ أنّك قلتَ أن كل شيء سيجري بسلاسة
    Önemli olan, bunun dışında her şeyin sorunsuz gitmesi. Open Subtitles الأمر المهم ان كل شيء أخر يمر بسلاسة
    İşlerin sorunsuz olmasını sağIıyorum. Open Subtitles أحرص على أن تدار الأمور بسلاسة , نعم
    Dinle, herhangi normal biri için kahvaltı, öğle ve akşam yemeği bu üç öğün ertesi sabahın işini sorunsuz yapmak için gerekli. Open Subtitles ,أسمعني ,لكل شخص طبيعي الأفطار ...والغداء, والعشاء الوجبات الثلاث هذه هي المطلوبة حتى تقوم بقضى حاجتك صباحاً بسلاسة
    Adaletli ve sorunsuz bir şekilde olmalı. Open Subtitles ينبغي أن يسير الأمر بسلاسة. عمل رائع.
    Sanger: 2009 boyunca her şey sorunsuz gidiyordu. Open Subtitles خلال عام 2009 كانت الأمور تسير بسلاسة
    Taşınışın sorunsuz gittiğinden emin olmak için asistanım Jason'ın özel bir yere ihtiyacı vardı, ama eminim ki bir hafta içinde falan odanı geri alırsın. Open Subtitles مساعدي جيسون احتاج بعض الخصوصية ليتأكد من أن الانتقال يمر بسلاسة . لكن ، سوف أتأكد من أنك سوف تستعيدينه في اسبوع أو ما شابه .
    Bunun gibi büyük bir şey asla sorunsuz bir şekilde ilerlemez. Open Subtitles لا شيء كبير مثل هذا تدير على نحو سلس من أي وقت مضى ،
    sorunsuz bir operasyonda başka ne sorun çıkabilir ki? Open Subtitles أيّة مشكلة أخرى عساها تكون مع عملية خالية من المشاكل؟
    Ve emin olabilirsiniz Senatör Samaritan tıpkı bir İsviçre saati gibi sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Open Subtitles وأستطيع أن أؤكد لكم، عضو مجلس الشيوخ، و السامري تشغيل بالسلاسة و الساعات السويسرية.
    Genişletilmiş konsolunuz düzgün ve sorunsuz çalışıyor. Open Subtitles لوحة تحكمكم الموسعة الجديدة جاهزة للعمل
    Maaş dağıtımı sorunsuz devam ediyor. Open Subtitles -توزيع الرواتب يجري دون أي مشاكل
    - Rahip, 6 yıl sorunsuz çalıştık. Open Subtitles أيها القس ، لقد عملنا مع بعضنا . لما يزيد عن ست سنوات من دون مشاكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more