Açıkçası, sağlık sorunu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | . أجل ، حسناً ، بصراحة أعتقد أن لديه مشكلة صحية |
Ve konuşmamı özellikle sonlandırmak isteyeceğim bir konu varsa o da E.P. 'nin biz hafıza sorunu olduğunu bile hatırlayamayan bir amneziğin bana öğrettiğidir. O da şu ki: hayatlarımız anılarımızın toplamıdır. hayatlarımız anılarımızın toplamıdır. | TED | وأعتقد بأنه إذا كان هناك شيء واحد أريد أن اترككم معه هو ما تركه إي بي فاقد الذاكرة الذي لم يستطع حتى تذكر أن لديه مشكلة في الذاكرة معي وهي فكرة أن حياتنا هي مجموع ذكرياتنا |
- Alkolle ilgili sorunu olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن لديه مشكلة مع الخمر؟ |
Bir sorunu olduğunu ve halledeceğini söyledi. - Bu kadar mı? | Open Subtitles | لا شيء، قالت بأن لديها مشكلة وأنها ستتعامل معها |
Menajerleri bir sorunu olduğunu biliyordur herhalde? | Open Subtitles | لانه بالتأكيد مدير اعمالها كان على علم بأن لديها مشكلة ما |
Ama temelde bunun bir Susie-ve-Elaine çözümü gerektiren bir Susie-ve-Elaine sorunu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أنها في صميمها هي مشكلة بين سوزي وإلين تتطلب حلاً من سوزي وإلين. |
Aramızdakilerin çoğu Votan Birliği'nin insanların sorunu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الكثير من يننا يظنون أن تجمعات الفوتان هي مشكلة من صنع البشر. |
Kumar sorunu olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | إكتشفنا أن كان لديه مشاكل في القِمار. |
İçimdeki ses oğlumun ciddi bir sorunu olduğunu söylerken bunu nasıl duymazdan gelirim? | Open Subtitles | كيف أتجاهل حدسي الذي يخبرني بأن هناك مشكلة حقيقية لدى ابني؟ |
- Ne? Kreşi, dikkat sorunu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المدرسة قالت أن لديه مشكلة في الإنتباه |
Kanama sorunu olduğunu farz ediyoruz. | Open Subtitles | نفترض أن لديه مشكلة نزيف |
Ya da bir kasa kaliteli şarapla sorunu olduğunu kabul etmek istemeyen bir ev kadını arasındaki bağ gibi. | Open Subtitles | أو الرابط بين قضية النبيذ وربة البيت التي لم ترد الأعتراف ... بأن لديها مشكلة |
Benimle sorunu olduğunu biliyorum fakat bu dün gece Opal'e bağırmasını gerektirmezdi. | Open Subtitles | , أعرف بأن لديها مشكلة معي لكن ليس لديها الحق بالصراخ على (أوبل) الليلة الماضية |
Ikea mobilyalarını kuran adamım ben, arabanın ne sorunu olduğunu bulurum ama Rick'le olan şeyler... | Open Subtitles | الذي يركب أثاث "ايكيا" يمكنني أن أعرف ما هي مشكلة سيارتك |
- Ne demek değişti? Kumar sorunu olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | إكتشفنا أن كان لديه مشاكل في القِمار. |
Tıpkı Yahudiler, İrlandalılar yada onlardan önceki İtalyanlar gibi sen ve diğer herkes burda bir göçmenlik sorunu olduğunu görmüyorsunuz. | Open Subtitles | و تماماً مثل اليهود و . الأيرلنديين أو الإيطاليين من قبلهم أنت و الجميع لا يفكرون . بأن هناك مشكلة الهجرة |