"sosyal olarak" - Translation from Turkish to Arabic

• اجتماعياً
• اجتماعيا
• اجتماعيًا
• بشكل أجتماعي
• إجتماعيا
• إجتماعياً
• مجتمعياً

Elbette.12 yaşında sosyal olarak izole olmuş bir dahiydin ve kendine, hayatının berbat gitmediği paralel bir evren yarattın.
أفهمك، كنتَ الطفل الرائع المنعزل اجتماعياً في سن الثانية عشرة واخترعتَ كوناً موازياً حيث لم تكن حياتُكَ فيه مزرية

sosyal olarak biraz garip ama ben de öyle sayılabilirim.
انه شخص يهاب الاختلاط اجتماعياً نوعاً ما ولكنيّ أتفهّم ذلك

Çocukları bizim çocuklarımızdan çok daha özgüven sahibi, bağımsız, ve sosyal olarak daha yetenekli.
أطفالهم أكثر ثقة بالنفس، أكثر استقلالية، وماهرون اجتماعيا أكثر من أطفالنا.

Çünkü artık çocuklarına destek olmak için Manchaster Esnafları Birliğine gelmemeleri sosyal olarak kabul edilmemez hale geldi. Çünkü insanlar sizin kötü ebeveynler olduğunuzu düşünür.
لانه اصبح الان من غير اللائق اجتماعيا ان لا تحضر لدعم اطفالك في نقابة مانشستر للحرفيين لان الناس سيظنون انك والد سيئ.

Bu günlerde, sanki İslamofobi sosyal olarak kabul edilebilen bir bağnazlık gibi.
في هذه الأيام، الخوف من المسلمين هو أحد أشكال التعصب المقبولة اجتماعيًا.

Eğer aynı şekilde hissetmeye devam edersek... birbirimizle sosyal olarak görüşmeye... başlayabiliriz.
...و أذا كان شعورنا متبادل فأظن بأن علينا أن نتقابل بشكل أجتماعي

Kurbanlarını gündüz vakti, halka açık parklardan kaçırması sosyal olarak başarılı olduğunu ve tehdit oluşturan bir görüntüsü olmadığını ifade ediyor.
إنه يختطف ضحاياه من حدائق عامة في وضح النهار و ذلك يشير لنا أنه كفء إجتماعيا يتلائم مع الناس,يبدو مسالم

sosyal olarak iletişim kurabilieceğiniz bir robotta en önemli şey, görsel dikkat sistemidir.
إن أهم شئ في بناء الروبوت تستطيع التواصل معه إجتماعياً هو نظام الإنتباه البصري.

Eğer bir şehir sosyal olarak bütünleşmediyse onunla baş edemezsiniz.
لا يمكنك التعامل مع مدينة اذا لم تكن متكاملة مجتمعياً

Bahamalar'da, sosyal olarak benekli yunuslarla etkileşime geçen şişe burunlu sakinlerimiz de yaşıyor.
في الباهاما لدينا أيضاً دلافين قارورية المنقار تتفاعل اجتماعياً مع الدلافين المرقَّطة

Çin'de sosyal olarak kabul gören yamyamlığın yazılı kaydı neredeyse 2.000 yıl öncesine dayanıyor.
في الصين، يعود السجل المدوَّن عن أكل لحوم البشر المقبول اجتماعياً إلى ما يزيد عن 2000 عام.

Cimri, sosyal olarak ayrıcalıklı beyaz insanlar o küçücük çembere sıkışmış.
النحفاء البيضاويون المميزون اجتماعياً يرسمون تلك الدائرة الصغيرة و كل من بداخلها يكون طبيعياً

Sana Greg diyorum çünkü artık sosyal olarak eşit konumdayız.
وأنا أدعوك غريغ لأننا متساويان اجتماعياً الآن

FAS, ADD, depresyon, hayali megalomanya, ...işin sonucunu sezmekten aciz, yaygın duygularda ciddi bir yokluk, sosyal olarak olgunlaşmamış.
الاكتئاب جنون العظمة الوهمية غير قادر على توقع النتائج نقص خطير في الحس المشترك غير ناضج اجتماعيا

İlgileri ve sanrıları sosyal olarak inzivaya çekilmesine yol açtı.
اهتماماته و أوهامه قد تسببت بجعله معزول اجتماعيا

Yalnızlık yalnız olmanın işlevi değil aksine çevrenizdeki kişilere sosyal olarak ne kadar bağlı olduğunuzun bir göstergesidir.
الوحدة ليست كونك وحيدًا، وإنما تعبر عن مدى ارتباطك اجتماعيًا بالأفراد من حولك.

Şefkâtli biri olduğunu ya da sosyal olarak sorumlu biri olduğunu düşünüyor musun?
هل تظنين أنّه من النوع الذي يهتم وأنّه اجتماعيًا ذو مسؤولية؟

Andy'yi gecenin bir yarısı cezbedebilecek yetenekteydi bu da sosyal olarak yetenekli hatta kurbanın ailesini tanıyor olabileceğini gösteriyor.
كان قادرا على إستدراج آندي خارج منزله بمنتصف الليل مما يشير لكونه متطور إجتماعيا أو قد يكون يعرف عائلة الضحية

Pekâlâ, belki doğru olabilir. Belki örnekler sosyal olarak başarısız.
حسناً ، ربما كان صحيحاً الأهداف تكون منحرفة إجتماعياً