O soygunda bir kurşun bile atmadım! Daha 30 yaşındayım. | Open Subtitles | أنا برئ إنني لم أطلق النار في تلك السرقة |
O cambazlar da soygunda yer aldı. | Open Subtitles | هؤلاء البهلوانات قاموا بدور في تلك السرقة |
Sanırım bu herifin soygunda parmağı yoktu. | Open Subtitles | لا أظن أنّ هذا الشاب كان متورّطاً في عملية السرقة |
Bütün hırsızlar soygunda vazgeçerse, polisler ne yapar? | Open Subtitles | إذا لم يقم اللص بالسرقة فماذا سيفعل الشرطي ؟ |
Yalnız, ben soygunda değildim yangındaydım. | Open Subtitles | فقط لم أكن في عملية السطو. كنت في النار. |
Ama nereden geldiğini bulduk, bir kaç hafta önce olan bir soygunda çalınmış. | Open Subtitles | ولكننا تمكّنا من تحديد مصدره، ولقد سُرق في عمليّة سطو قبل بضعة أسابيع. |
6 soygunda da hiç kimse şüphelilerin maskelerini takmadan önceki hallerinin robot resimlerini çizemedi. | Open Subtitles | خلال 6 عمليات سرقة لم يتمكن أحد من بناء رسم تقريبي عن الجناة قبل أن يضعوا أقنعتهم |
Satıcının dün geceki soygunda bir eczacıyı öldürdüğünü ve bu çocukların satıcıyı, kadın veya erkek, yakalamak için yardım edebileceklerini düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسنا نعتقد ان الموزع قد قتل صيدلي البارحة اثناء عملية سرقة كما نعتقد انا هذان الولدان باكمانهما مساعدتنا على ذلك |
11 yıl önce Florida'da silahlı bir soygunda kullanılan bir tabancadan ateşlenmiş. | Open Subtitles | لقد أٌطلقت من مُسدّس إستُخدِم خِلال عمليّة سرقة في "فلوريدا" منذ إحدى عشرة سنة |
Banka pencerelerinde pratik yaptılar ama soygunda bundan faydalanmadılar. | Open Subtitles | لقد تدربوا على كسر نوافذ البنك الخلفية ثم لم يفعلوا ذلك خلال السرقة |
Neden böyle şeylere maruz kalacağı bir soygunda parmağı olsun? | Open Subtitles | لماذا سيشارك فى السرقة عندما يكون عليه ان يمر بشىء كهذا ؟ |
Neden yalnızca son soygunda kaldıraçları çıkarsın ki? | Open Subtitles | لكن لماذا يترك رافعاته فقط فى السرقة الاخيرة ؟ |
Ben de sevmiştim. Ama soygunda o da işin içindeydi. | Open Subtitles | و أنا أيضاً أحببته , لكنه كان جزءاً من هذه السرقة |
Bu araç banka soygunda kullanılmış olmalı. | Open Subtitles | تلك هي السيارة التي إستخدموها أثناء السرقة. |
Biliyorsunuz, ilk soygunda ailemle ben de oradaydık, o yüzden çok merak ediyoruz. | Open Subtitles | كما تعلم، فقد كنت وعائلتي في موقع السرقة الأولى وينتابنا الفضول |
Ama polis soygunda kullanılan tabancanın arabanda bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن الشرطة أخبرتني أنّ البندقية التي إستعملت في السرقة وجدت في سيارتك |
Gelecek soygunda O'nunla birlikte olacaksın.. | Open Subtitles | انت ستبقين معه بينما يقوم بالسرقة |
Anlaşılan bu araba Hollister'daki soygunda kullanılan araçla çok benzeşiyor. | Open Subtitles | يبدو أن أوصاف هذه السيارة قريبة جدا من أوصاف السيارة المستخدمة في عملية السطو |
Yerel Federal Acil Durum Yönetim Kurumu Müdürü silahlı soygunda bıçaklandı. | Open Subtitles | مدير الوكالة الفيدراليّة لإدارة الطوارئ تمّ ذبحه حتى الموت في عمليّة سطو. |
Birçok soygunda bulundum ve ne kadar zor durumda olursak olalım... | Open Subtitles | خضت عمليات سرقة كثيرة، وحتى لما كان يتأزم الوضع |
soygunda çalınmışlardı ve oteldeki bir oda hizmetçisinin sopayla dövüldüğü söylendi. | Open Subtitles | سُرقوا من عملية سرقة مسلحة و قالوا أن أحد البوّابين تعرض لإطلاق نار |
Florida'daki soygunda Mims'in suç ortağıymış. | Open Subtitles | ) (لقد كانت هي المتواطئة مع (ميمز "في عمليّة سرقة "فلوريدا |
soygunda kullandığı silahı aldık. | Open Subtitles | حسناً، لقد وجدنا المُسدّس الذي استخدمه في السطو المُسلّح. |
...Thatcher, ilk soygunda. | Open Subtitles | تاتشر .. حدث في الاقتحام الأول |
DeKalb PD'ye göre, Anderson, 1993 yılında bir likör dükkanındaki silahlı soygunda kaçış aracının şöförüymüş. | Open Subtitles | وفقاً لشرطة مقاطعة "ديكالب", "أندرسون" كان قائد لسارة هروب.. في عملية سطو مسلح على مخزن للخمور.. |
soygunda kimsenin olmadığını, şoför dışında kimsenin soygundan haberi olmadığını söylediler. | Open Subtitles | قالوا لم يكن أي أحد آخر متواجد أثناء السرقة، و لا أحد أن المال كان مسروقاً بإستثناء السائق الذي سرقوه |