Ve yeniden canlandırılan Soyu tükenmiş hayvanları da üzerine çalışabilecekleri bu tür bir güzel haber olarak görüyorlar. | TED | فهم يعتبرون إحياءحيوانات منقرضة من جديد نوعا من الأخبار الجيدةالتي يمكن البناء عليها للمستقبل. |
Soyu tükenmiş canlıların çok renkli resimleri bozulmamış durumdalar. | Open Subtitles | لوحات جدارية ملونة لمخلوقات منقرضة في حالة نظيفة. |
Aynı zamanda genomik fosilleri de paylaşıyorlar. Soyu tükenmiş genler. | Open Subtitles | بل هم يتشاركون أحافير وراثية مورثات منقرضة |
Kalkarsam Soyu tükenmiş o götüne geçiririm. | Open Subtitles | إذا إستطعت النهوض الآن، لكنت ضربتك على مؤخرتك المنقرضة. |
Yani bizim yaptığımız Soyu tükenmiş türün genlerini yapay bir şekilde türün yaşayan en yakın akrabasının genleriyle hibritleştirmek. | TED | وهو نوع من التهجين الاصطناعي لكائن منقرض بواسطة جينات أقرب كائن حي له. |
Günümüzde Soyu tükenmiş, bir çift mağara aslanı betimlenmiş. | Open Subtitles | لأنها تمثل زوجاً من أسود الكهوف التي أنقرضت الآن |
Fakat şimdi biliyoruz ki: Bu, yaklaşık 10.000 yıl önce Soyu tükenmiş olan bir tür. Dev bir tembel hayvan. | Open Subtitles | ولكننا نعرف الآن أن هذا النوع كان قد انقرض منذ نحو عشرة آلاف سنة، وهو كسلان الأرض العملاق. |
Yakın zaman içinde Soyu tükenmiş bütün türlerin | Open Subtitles | جميع الانواع التى انقرضت فى السنوات الاخيرة، |
- Evet. Soyu tükenmiş hayvanlarla ilgilenen bir bilim adamı. | Open Subtitles | - نعم يتعاملون مع الحيوانات يعتقد بأنّه تكون منقرضة. |
Okyanus dibinde, açıkça görünüyor ki Soyu tükenmiş bir uygarlığa ait bazı sıradışı kalıntılar bulduk. | Open Subtitles | وَجدنَا بَعْض الخرابِ غير عاديِة... من حضارة منقرضة في قاع المحيط |
Hatta üç tanesinin Soyu tükenmiş durumda. | Open Subtitles | حتى ثلاث حيوانات منقرضة |
Soyu tükenmiş hayvanların hakları yoktur. | Open Subtitles | حيوانات منقرضة ليس لها حقوق |
Soyu tükenmiş türler, 20 yıl önce sihirle yeniden dünyaya getirildi. | Open Subtitles | قبل 20 عاماً مضت، عملية إحياء الحيوانات المنقرضة كانت تعمل بمثابة السحر |
Özetle, Soyu tükenmiş türün DNA örneği, yaşayan bir akraba türden canlının rahmine yerleştiriliyor. | Open Subtitles | أساسياً، الحمض النووي للكائنات المنقرضة هي متوضعة داخل أرحام أقرب نسبائها الجينين الأحياء |
Hamilelik evresinin ardından, eskiden Soyu tükenmiş olan canlı hayata getiriliyor. | Open Subtitles | ،حمل واحد آخر فإن الأصناف المنقرضة سابقاً تلد |
Bu parçaları göçmen güvercin parçalarıyla değiştirirsek, Soyu tükenmiş türü yeniden size öterken buluyorsunuz. | TED | إن أنتم غيرتم تلك الأشياءبأخرى للحمام المهاجر ستحصلون على طائر منقرض يهدل أمامكم. |
Tattığınız en lezzetli Soyu tükenmiş hayvan için hazır olun. | Open Subtitles | حضروا أنفسكم لتذوق أشهى حيوان منقرض ، على الاطلاق |
1883'ten beri Soyu tükenmiş olarak biliniyor. | Open Subtitles | فصيلة أنقرضت منذ 1883 |
Üzgünüm tatlım. T-Rex'in Soyu tükenmiş. | Open Subtitles | آسفة يا عزيزي "لقد انقرض "تي ريكس |
Setesh ya kurgusal ya da Soyu tükenmiş bir hayvan imgesiyle tasvir edilmiş,... ..büyük ihtimalle ilki doğru,... çünkü antropologlar böyle bir canlıya ait bir fosil bulamadılar. | Open Subtitles | ستيش كان يمثل بحيوانات اما وهميه او انقرضت الآن ..الأرجح الاول... حيث ان علماء الانثروبولوجيا لم يجدوا اي حفائر تدل على وجود مثل هذه الانواع |