Kurban, SSB'nin bir üyesiydi. | Open Subtitles | الضحية كان عضوًا في وحدة مكافحة الجريمة. |
SSB bir şekilde öğrendi ve onlardan birini öldürdüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما تعلم وتظن وحدة مكافحة الجريمة أنك قتلت أحدهم. |
SSB. | Open Subtitles | وحدة مكافحة الجريمة. |
Bu CIA malı, SSB haberleşme cihazı. | Open Subtitles | هذا صادر من وكالة المخابرات الأمريكية جهاز "إس إس بي" للإرسال والإستقبال |
Hatta bana SSB'de bir iş bile bulmuştu. | Open Subtitles | حَصلَ عليني حتى a حفلة ولدِ سهمِ إنتهى في إس إس بي. نعم، ما إس إس بي؟ |
Ronny, Chevy mevzusunu öğrendiğinde bir silah aldı ve Chevy'nin SSB'ye gelmesi için beni yem olmaya zorladı. | Open Subtitles | عندما روني إكتشفَ حول تشيفي، أصبحَ a بندقية، وهو أجبرَني لإغْراء تشيفي إلى إس إس بي. |
SSB. | Open Subtitles | وحدة مكافحة الجريمة. |
SSB'nin dün gece Green Arrow'u tutuklaya çalıştığını duyduk. | Open Subtitles | سمعنا أن وحدة مكافحة الجريمة حاولت اعتقال (السهم الأخضر) ليلة أمس. |
Yeni gelen bilgilere göre SSB Dedektifi William Malone'un cinayetiyle ilgili büyük bir örtbas olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | "ظهرت تقارير مؤخرًا بخصوص تستر ضخم" "متعلق بمقتل المحقق (ويليام مالون) من وحدة مكافحة الجريمة" |