| Sonunda, para kazanmak için şu stüdyoyu toparlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول ان اجعل هذا الاستوديو يعمل حتى نحصل منه على المال |
| stüdyoyu birine kiralayıp, bir platin CD yapar yapmaz para kazanacağız. | Open Subtitles | بـ اقرب وقت سوف اجد شخص يؤجر الاستوديو ويعمل بلاتينيوم سي دي ونحصل على المال |
| Evet, Damon kesinlikle... Alo? Damon kesin stüdyoyu kuruyor. | Open Subtitles | نعم بالتأكيد انه دامون دامون يقوم ببناء الاستوديو |
| Senin fikrinin bir önemi olsaydı işi bırakır, stüdyoyu sana devrederdim. | Open Subtitles | لو كان رأيك ذا أهمية لاستقلت وتركتك تدير الأستوديو. |
| Modellik yapmam karşılığında geceleri stüdyoyu kullanmama izin verdiler. | Open Subtitles | مقابل عملي كعارض , يسمحون لي باستخدام الأستوديو ليلا |
| stüdyoyu gözetim altına alacağımızı bildiğinden stüdyonun içine gizlenmiş olmalı. | Open Subtitles | الاستديو كان مراقباً لا يمكن أن يخفي نفسه داخل الاستديو |
| İşi tamamlamazsa stüdyoyu kaybedecektim. | Open Subtitles | إذا لمْ تُنهيه، فإنّي سأخسر هذا الاستوديو. |
| Yapımcılar gösteri günü stüdyoyu terk etmemizden pek hoşlanmazlar. | Open Subtitles | المُنتجون لا يودّونا أن نُغادر الاستوديو بيوم بث البرنامج. |
| stüdyoyu kiraladı. Çok para ediyor. | Open Subtitles | لقد حجزوا الاستوديو هذا يكلف الكثير من المال |
| Joe Frazier şu anda stüdyoyu terk ediyor. | Open Subtitles | ولي س هناك سؤال حول ذلك جو فرايزر يغادر الاستوديو الان |
| Şunu hemen durdur. stüdyoyu dava edeceğim. | Open Subtitles | أوقف هذا الان سأقاضي الاستوديو |
| Belki biz o stüdyoyu Naominin ablasını, | Open Subtitles | ربّما يمكننا استخدام ذلك الاستوديو لكي |
| Ben de televizyon temsilcisiydim. Bana bu stüdyoyu yönetme işi verdiler. | Open Subtitles | أنا كنت وكيل وعرضوا عليّ تسيير هذا الأستوديو |
| Direk bana söylemeden stüdyoyu aramış olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه أخبر الأستوديو دون مصارحتي وجهاً لوجه |
| Bu güzel stüdyoyu Muppet Müzesi yaparak onları onurlandırmak istiyorum. | Open Subtitles | ما أفضل طريقة لتكريم الدُمي من جعل هذا الأستوديو |
| Gösteri gününde stüdyoyu terk etmek gerçekten önemli bir şeydir. | Open Subtitles | مُغادرة الأستوديو في يوم البرنامج كان أمراً مُهمّا جداً. |
| stüdyoyu gözetim altına alacağımızı bildiğinden stüdyonun içine gizlenmiş olmalı. | Open Subtitles | كيرا هذا يحاول أن يجعلنا نصدق أنه كان خارج الاستديو |
| Klima şu anda stüdyoyu oldukça soğuttu eminim hiç kimse buraya üstsüz gelmeyi istemez. | Open Subtitles | لقد جعل التكيف الاستديو بارد جدا الان، لا عَجَب ان لا احد يحتاج لان يعرى صدرة هنا. |
| O zaman stüdyoyu arayıp kendim oynayacağımı söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً سأتصل بالأستوديو وأبلغهم أنّي سأؤديه |
| Günün erken saatlerinde stüdyoyu aramıştı. | Open Subtitles | لمَ لمْ تُخبرينا ذلك من قبل؟ اتّصلت بالاستوديو بوقتٍ سابق من ذلك اليوم. |
| Birazdan stüdyoyu gezdireceğim ama önce senarist odasını göstereyim. | Open Subtitles | ،سأريكم الإستديو خلال دقيقة لكن أولاً، هنا حيث يكتب الكاتبون |
| Sanırım hemen arkamızdaki stüdyoyu düzenliyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك لأنهم يرممون خلف هذا الإستوديو تماما. |
| Ortalıkta bomboş duran bir gitar ve boş stüdyoyu görünce dayanamadım. Eski alışkanlık işte. | Open Subtitles | اتمنى انك لا تمانعين ,لقد وجدت استديو فارغ وجيتار |