Ama senin ailen bir dağ kazasında ölme lüksüne sahipti... benimkiler İngiliz ihanetinden kurtulma ve Stalin'in katliamından da. | Open Subtitles | على عكس والديك الذين نالوا شرف الموت في حادث تسلق والدي نجيا من خيانة البريطانيين و من مذبحة ستالين |
Stalin'in ölümünün ardından Macaristan, Matyas Rakosi'nin acımasız diktatoryasında kalmaya devam etti. | Open Subtitles | بعد وفاة ستالين ظلّت هنغاريا تحت حكم الدكتاتور متحجر القلب ماتياش راكوشي |
İngiltere ve ABD, Stalin'in metotlarının kanıtlarını görmezlikten gelmeyi seçti. | Open Subtitles | قررت بريطانيا وأمريكا تجاهل هذه الأدلة الدالة على أساليب ستالين |
Peki ya, Stalin'in elinde bir tane olsaydı ne olurdu? | Open Subtitles | مالذي سيحدث اذا تمكن ستالين من الحصول على واحده منها |
Bir gece içinde, Stalin'in portreleri ve heykelleri ortadan kayboldu. | Open Subtitles | ليلة ما في مكان مليء بالصور و تماثيل نصفية لستالين |
Yani her ne gördüysen, gördüğün şey Stalin'in tekrar canlanması kadar gerçek. | Open Subtitles | لذلك كل ما رأيتيه ليس حقيقياً مثل استحالة عودة ستالين من الموت |
Bugün Stalin'in doğum günü olduğundan, bu gece ayrı bir gayret sarfedeceklerdir. | Open Subtitles | وهو عيد ميلاد ستالين. أنهم يحاولون جاهدين اليوم. |
Khrushchev dinleyenlerine Stalin'in binlerce sadık Komünistin, işçi, müdür ve askerlerin hapsedilmesi ve idam edilmesi emrini verdiğini aktardı. | Open Subtitles | أخبر خوروشوف جمهوره أنّ ستالين أمر بإعتقال وإعدام آلاف الشيوعيين الموالين والعمال والمدراء والجنود |
Hiç kimse, köylü yahut general Stalin'in gazabından kurtulamazdı. | Open Subtitles | لا أحد سواء فلاح أو قائد كان في مأمن من إرهاب ستالين |
Stalin'in Ukrayna'daki ve ülkesinin diğer bölümlerindeki zulmünde aktif olarak yer aldı. | Open Subtitles | لعب دورًا حيويًا في أعمال القمع التي قام بها ستالين في أوكرانيا وفي أجزاء أخرى من الدولة |
O korku, o dehşet korku Stalin'in ölümünün ardından silinip gitmeye yüz tutmuştu. | Open Subtitles | زوريا سيريبرياكوفا إبنة أحد ضحايا تطهير ستالين ذلك الخوف؛ الخوف الموجع بعد وفاة ستالين بدأ في التلاشي |
Bu yayınlar; partinin beyinleri yıkanmış, Stalin'in hiç hata yapmayacağını, yaptığı her şeyin kusursuz olduğuna, onun Tanrı olduğuna inandırılmış ve buna inananlar için yapılmıştı. | Open Subtitles | الخطاب كان موجه لأتباع الحزب ممن غُسلت أدمغتهم الذين سيقوا للإعتقاد أنّ ستالين إلهًا وقد اعتقدوا أنه معصوم عن الخطأ |
Stalin'in sanayi gücü kısa sürede Amerikalı uzmanların ilgisini çekti. | Open Subtitles | سرعان ما اجتذب نشاط الحركة الصناعية في عهد ستالين الخبراء الأمريكيين |
Stalin'in Sovyetler Birliği'nin, işçiler cenneti değil polis devleti olduğu meydana çıktı. | Open Subtitles | حيث اتضح أن الاتحاد السوفياتي بقيادة ستالين كان دولة بوليسية وليس جنة للعمال |
Her sabah sekizde, Stalin'in yanına gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | ،كل يوم في الساعة الثامنة صباحًا كان علي التوجه إلى ستالين |
Bu, Stalin'in arzuladığı ikinci cepheydi. | Open Subtitles | كانت هذه هي الجبهة الثانية التي كان ستالين متعطشًا لها |
Stalin'in, Truman'ın söylediklerini gerçekten anlayıp anlamadığına dair Amerikalılar arasında bazı şüpheler vardı. | Open Subtitles | كان هناك بعض الشكوك تساور الوفد الأمريكي حول ما إذا كان ستالين قد فهم حقا ما كان ترومان يقوله |
İstilacılar Rusya'ya sevk edilirken, Polonya, Stalin'in aklına takılmıştı. | Open Subtitles | كانت بولندا، طريق الغزاة إلى روسيا، محل إهتمام ستالين |
Ancak bilmedikleri şey, Stalin'in, Churchill'e komünist bir Yunanistan ile ilgilenmediğini söylediğiydi. | Open Subtitles | لكنهم لم يكونوا على علم أن ستالين قد أخبر تشرشل بأنه ليس لديه إهتمام بأن تصبح اليونان شيوعية |
Garsonlardan biri sos koyarken birkaç damla kırmızı sıvıyı Stalin'in kum rengi ceketine döktü. | Open Subtitles | وقام أحدهم، بينما كان يصب الصلصة بإسقاط بعض الصلصة الحمراء على سترة ستالين ذات لون رملي |
Stalin'in savaş öncesinde başardıkları, beş yıllık plan olan fabrikalar ve apartmanlar, istilacılar tarafından yıkılmıştı. | Open Subtitles | ،إنجازات ما قبل الحرب لستالين كالمصانع والمجمعات السكنية ،التي أقيمت طبقًا للخطط الخمسية كانت قد دمرت من قبل الغزاة |