"stansbury" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستانزبيري
        
    • ستانسبيرز
        
    • ستانسبري
        
    • الستانسبيرز
        
    Küçük çocuklarımız Phoebe ve Nadine'in velayetleri Jackson Stansbury'e verilecektir. Open Subtitles الوصاية على أطفالنا" القاصرين, (فيبي) و (نادين) .ستذهب لـ(ـجاكسون ستانزبيري)
    Philip Stansbury, aka Yılın 2013 Baba, rehabilite başarısız zavallı küçük becerdin-up ben. Open Subtitles (فيليب ستانزبيري) المعروف بأفضل أب لعام 2013 فشل في إعادة تأهيلي الفقيرة المدمرة
    Philip ve Linda Stansbury, 57 ve 49 yaşında. Open Subtitles (فيليب) و (ليندا ستانزبيري) العمر 57 و 49
    Herhangi bir şans, bizim kız Kat olacak Stansbury cenazane. Open Subtitles لو كان محظوظين, ستظهر فتاتنا كات في جنازة آل ستانسبيرز.
    Hayır, ama Phoebe Stansbury'nin odasında bunları bulduk. Open Subtitles كلا, لكن وجدنا هذه في غرفة فيبي ستانسبيرز
    Knopf, Fielding ve Stansbury'i hiçbir yerde bulamıyorum, efendim. Open Subtitles لا يمكنني إيجاد نوف, فيلدينق أو ستانسبري في أي مكان
    Üç çocukla ortalık savaş alanına döner. Ama Stansbury'lerde öyle değildi. Open Subtitles مع ثلاثة أطفال دائماً الوضع فوضي ليس مع الستانسبيرز
    Linda Stansbury sürünerek kaçmaya çalışmış. Open Subtitles (يبدوا ان (ليندا ستانزبيري حاولت الهروب زاحفة
    16 yaşındaki kızları, Phoebe Stansbury. Open Subtitles فتاة في السادسة عشر من عمرها (فيبي ستانزبيري)
    En küçük çocukları, 6 yaşındaki Nadine Stansbury. Open Subtitles الطفلة الأصغر (نادين ستانزبيري) ذات الستة أعوام
    - Stansbury'lerin balistik raporu geldi. Open Subtitles (جاء تقرير المقذوفات بشأن عائلة (ستانزبيري
    Bay Stansbury onun geleceği hakkında endişeleniyordu. Open Subtitles السيد (ستانزبيري) كان قلقاً .من آفاقه في الكُلِية
    Sen saldırmaktan tutuklandı Philip Stansbury geçen Ekim. Open Subtitles لقد اعتقلت في اكتوبر الماضي لتهجمك على (فيليب ستانزبيري)
    Eğer oldukça iyi görünüyor vardı Stansbury evinde anlaşma. Open Subtitles يبدوا انك حصلت على صفقة جيدة عند آل (ستانزبيري)
    Yani güdünün bol vardı Philip Stansbury öldürmek için. Open Subtitles إذن لديك عدة دوافع لقتل (فيليب ستانزبيري)
    Biz birini tutuyorsunuz Stansbury cinayetler, ama Open Subtitles نحن نحتجز شخص ما للاشتباه به بجريمة (ستانزبيري) لكن
    Emrettiğiniz gibi Öğrenci Stansbury huzurunuzda, efendim. Open Subtitles التلميذ ستانسبيرز حضر بسبب طلبك له, سيدتي
    Savcılık, kurban Philip Stansbury'nin yetersiz işbirliği yüzünden davayı düşürmüş. Open Subtitles محامي المقاطعة أسقط التهم بعد ذلك استشهاداً بنقص التعاون من الضحية, فيليب ستانسبيرز
    Ben sinsi genç bir kadın tanık Cadet Stansbury odası, bayan dışarı. Open Subtitles شهدت فتاةً يافعة تتسلل من غرفة التلميذ ستانسبيرز, سيدتي.
    Stansbury'lerde kullanılan silahla aynı. Open Subtitles نفس السلاح الذي استَعْمِل على آل ستانسبيرز
    Er Stansbury ve ben bu törenin nasıl yapılması gerektiğini göstereceğiz. Open Subtitles الجندي ستانسبيرز وأنا سنشرح كيف تقام هذه الطقوس بالطريقة الصحيحة
    Şimdi bana Öğrenci Stansbury'e ne yaptığınızı söyleyeceksiniz. Open Subtitles الآن أخبرني ماذا فعلت تجاه كاديت ستانسبري
    911'i arayana kadarki zamana kadar üzerinde zaman kodu olan Stansbury evinin resimleri varmış elinde. Open Subtitles لديه صورة مكتوب عليها الوقت أخذها لمنزل الستانسبيرز قبلما اتصل على الطوارئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more