"start-up" - Translation from Turkish to Arabic

    • الناشئة
        
    Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum. Belki bu benim kendimi sunuş şeklimle alakalı, belki de sadece start-up'ıma özgü bir şeydir. TED لكن في النهاية بررتها ظناً أنه يمكن أن يكون لهذا علاقة بطريقتي في تقديم نفسي أو أنه فقط شيء مميز لشركتي الناشئة.
    Eğer bu ekiplerin, küçük bir start-up gibi hızlı, esnek ve yaratıcı olmalarını istiyorsak onları yetkilendirmemiz ve özerkleştirmemiz gerekir. TED إذا أردنا أن تكون هذه الفرق سريعة ومرنة ومبدعة مثل الشركة الناشئة المصغرة، يجب عليهم أن يكونوا مخولين ومستقلين.
    Columbia İşletme Okulu'nda start-up'lar üzerine öğrenim görmeden önce, beş yıl boyunca kendi start-up'ımı yönetip şirketim için para topladım. TED قبل دراستي للشركات الناشئة في كلية كولومبيا لإدارة الأعمال قضيتُ خمس سنوات في إدارة وتنمية أموال شركتي الناشئة
    Yıllar sonra start-up'ımı bırakma kararı verdim. Böylece ömrüm boyunca hayalim olan doktora derecemi alabilecektim. TED حسنا، بعد سنوات اتخذت القرار الصعب أن أترك شركتي الناشئة لأحقق حلم حياتي بالحصول على شهادة الدكتوراة.
    Girişim fonu söz konusu olduğunda girişimcilerin, yatırımcıları start-up'larının başarı potansiyeli konusunda ikna etmesi gerekiyor. TED ومع ذلك، عندما يتعلق الأمر بتمويل المشاريع، أصحاب المشاريع بحاجة لإقناع المستثمرين بإمكانية ربح شركتهم الناشئة.
    Birlikte start-up finansmanındaki örtülü cinsiyet yanlılığı döngüsünü sonlandırma gücümüz var. TED معاً لدينا القوة لكسر هذه السلسلة من الانحياز الجنسي في تمويل الشركات الناشئة
    En çok gelecek vaat eden start-up'lara -ister erkek ister kadın tarafından yönetiliyor olsun- büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim. TED دعونا نعطي الشركات الناشئة الواعدة بغض النظر أن كانت مدارة من قبل النساء أو الرجال، فرصة ليكافحوا وينمو
    Bir milyar dolardan fazlası hâlihazırda tüketim ürünleri biyofabrikasyonu yapan start-up'lara yatırıldı. TED تمّ استثمار أكثر من مليار دولار في الشركات الناشئة التي تصنّع المنتجات الاستهلاكيّة حيويًّا.
    Y kuşağına mensup üç kurucu tarafından şirketlerine çağrılmıştım. Benden hızla büyüyen teknoloji start-up'larını devralmamı ve küresel bir konaklama markasına çevirmemi istiyorlardı. Üstüne CEO Brian Chesky için mentorluk da yapacaktım. TED لقد طلب مني الشركاء الثلاث الانضمام إلى هذه الشركة لمساعدتهم في تحويل شركتهم الناشئة للتكنولوجيا إلى علامة ضيافة عالمية، وكذلك أن أكون المستشار الشخصي للمدير التنفيذي براين تشيسكي.
    Takımlar ufak birer start-up gibiydi. TED كانت فرقهم مثل الشركة الناشئة المصغرة.
    Girişimcilik eğitimi almış biri olarak, start-up finansmanı üzerine araştırma yapmaya başladım. Kadın ve erkek kurucuların topladığı fonlar arasında büyük bir fark olduğunu fark ettim. TED وكمختصة في ريادة أعمال، بدأت بالبحث في الدراسة عن تمويل الشركات الناشئة واكتشفت أن هناك فجوة هائلة بين مقدار التمويل الذي يجنيه المؤسسون الرجال والنساء.
    TechCrunch start-up kurmak için ideal bir yer olarak kabul edilmektedir. Dropbox, Fitbit ve Mint gibi sonradan ünlenen start-up'ların da içinde bulunduğu katılımcılar yer almaktadır. Katılımcılar dünyanın en önde gelen risk sermayedarlarına projelerini sunuyorlar. TED تعبتر تيك كرانش أفضل مكان لانطلاق الشركات الناشئة مع مشاركين من الشركات الناشئة التي أصبحت الآن أسماء معروفة مثل دروبوكس، وفيتبيت، ومينت الذين يقدمون مشاريعهم لبعض من أبرز المستثمرين.
    Yatırımcı sorularının düzenleyici odağı, sadece start-up'ların TechCrunch Disrupt girişimcilik yarışmasında ne kadar iyi performans göstereceğini değil aynı zamanda serbest piyasada ne kadar fon elde ettiğini de öngörüyordu. TED التركيز المنتظم من أسئلة المستثمرين لم تتوقع كيف ستؤدي الشركات الناشئة في مسابقة تيك كرنش ديسرابت فحسب، بل توقعت كمية التمويل التي ستحصل عليه الشركات الناشئة في السوق الحرة.
    Bu, şu anlama geliyordu: start-up'ınızın pazar payını savunmanıza dair bir soru sorulduğunda tüm şirketin boyutu ve büyüme potansiyeli üzerine cevap vermeniz şirketin sadece bir kısmını korumayı planladığınızı söylemenizden daha iyidir. TED ما يعني هذا هو أنه إذا طرح عليك سؤال عن الدفاع عن حصة شركتك الناشئة في السوق، من الأفضل أن تعمل على أن تصيغ إجابتك حول حجم وإمكانية نمو على عكس كيف تخطط فقط لحماية شريحتك من
    start-up'ımızın eşsiz varlıklarından yararlanarak bu pazardaki payımızı arttırmayı planlıyoruz." TED نحن نخطط لأخذ حصة متزايدة في هذا السوق من خلال الاستفادة من أصول شركتنا الناشئة المميزة".
    Bu sonuçlar TechCrunch'ta yer alan start-up'lar için oldukça ilgi uyandırıcı. Fakat alan verileri bize sadece düzenleyici odak ve fon bulma arasında korelasyonlu bir ilişki olduğunu gösterebilir. TED الآن هذه النتائج مقنعة للغاية بين الشركات الناشئة التي انطلقت في تيك كرنش لكن هذه البيانات الميدانية تخبرنا فقط أنه هناك علاقة مترابطة بين التركيز التنظيمي والتمويل.
    Eğer durum buysa sorulan soruyu her koşulda yanıtlayın. Fakat start-up'ınız için daha fazla fon elde etmek amacıyla cevabınızı yönelimci odaklı olarak ifade edin. TED وإذا كان الأمر كذلك، أجيبي عن السؤال بكل الوسائل، لكن صيغي ردودك بالتنمية فقط في محاولة جمع مقدار أكبر من التمويل لشركتك الناشئة
    Talihsiz gerçek ise start-up'ları değerlendiren hem erkek hem de kadınlar sordukları sorularda aynı örtük cinsiyet yanlılığını gösteriyorlar. Farkında olmadan erkek girişimcilere kadınlardan daha çok ayrıcalık tanıyorlar. TED الواقع المؤسف هو أن كلا الرجال والنساء الذين يقيمون الشركات الناشئة يظهرون نفس الانحياز الجنسي في أسئلتهم، مفضِّلين بدون قصد أصحاب الأعمال الرجال أكثر من النساء
    Her start-up'ın kazanç ve kayıp potansiyeline aynı mesafede yaklaşarak hak eden tüm start-up'ların öne çıkmasını sağlarsınız ve bu süreç içerisinde kazancınız en yüksek seviyeye çıkar. TED عن طريق تسليط الضوء على إمكانيات الشركات الناشئة للمكاسب والخسائر، أنت تسمح لجميع الشركات الناشئة المستحقة للتألق ويمكنك تعظيم العوائد في هذه العملية.
    Aynı süre içerisinde start-up'lar ve girişimciler hakkında start-up'ın yaşı, kalitesi, fon ihtiyacı ve girişimcinin geçmiş deneyimi gibi fon sonuçlarını etkileyebilecek geçmiş bilgisi topladım. Böylece bu veri göstergelerini analizimde kontrol amaçlı kullanabilecektim. TED وفي الوقت نفسه، جمعت معلومات أساسية عن الشركات الناشئة وأصحاب المشاريع التي قد توثر على نتائج تمويلهم مثل عمر المُنشأ، جودة واحتياجات التمويل وخبرات صاحب المشروع السابقة، حتى أتمكن من من استخدام نقاط البيانات هذه كالضوابط في تحليلي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more