| Tesadüf bu ki yırtılmış yakıt borusunun tam yanındaki stop lambasında. | Open Subtitles | موجود في الضوء الخلفي على يمين خط الوقود المقطوع |
| Frene basıyor ve stop lambasında kısa devre aracın içine dolan benzin buharını ateşliyor. | Open Subtitles | و القصور الموجود في الضوء الخلفي يشعل أبخرة الغاز |
| Bence sorun stop lambanda. | Open Subtitles | حسنا ً، أتعرف ماذا إنه على الأرجح مصباحك الخلفي |
| O kadar çok yağdı ki, Whistle stop'un bazı yerlerini sel bastı. | Open Subtitles | أمطرت وامطرت, وغمرت مناطق كثيرة من ويستل ستوب |
| Demin Go stop oyununda iyi hesap yaptı, iyileşecek galiba. | Open Subtitles | هو الان جيد في حساب لعبى غو ستوب و يبدو بصحة جيدة |
| Geldiğimde satış sözleşmesinin hazır olacağını umuyorum. stop. Seni karşılayamam. | Open Subtitles | أتوقع عقد بيع المحطة أن يكون جاهزاً وقت وصولي، وقفه |
| Makinenin stop etmesine 1 saat var. | Open Subtitles | لدينا ساعة واحدة ريثما يتم إغلاق المحرّك |
| Kırık bir stop lambasıyla trafiğe çıkmış. | Open Subtitles | ان السيارة التي يسوقها الضوء الخلفي بها مكسور |
| Joe Tobin'in kırık bir stop lambası yüzünden yakalandığını daha yeni okudum. | Open Subtitles | أتعلمين لقد قرأتُ للتو أن ، أه ، جو توبن سحب للمركز نتيجة لضوء سيارته الخلفي المكسور |
| stop lambası için kusura bakmayın. Geri zekâlının biri kırmış. Değiştirmeye vakit bulamadım. | Open Subtitles | إستمع ، إنني حقاً آسف بشأن الضوء الخلفي ، لكن بعض الأغبياء قاموا بكسره و لم تحصل لي الفرصة لتصليحه |
| stop lambanın biri bozuk, dostum. | Open Subtitles | هل حصلت على الضوء الخلفي الخاطئ، المتأنق. |
| Herneyse, stop lambası için bir şey yapmayacağım, arkada duran emniyet kemersiz koltuklara da bir şey söylemiyorum, | Open Subtitles | الآن، وانا ذاهب للسماح تذهب لالضوء الخلفي وحقيقة أن كنت حصلت على أريكة إلى هناك دون أحزمة المقاعد، |
| stop lambaları çalışmadığı için hapishanede olan bir müvekkilim var. - Ve onu çıkartamıyorum. | Open Subtitles | لدي موكل مسجون بسبب عطل في الضوء الخلفي... |
| Polisler onu durdurur, çünkü stop lambaları bozuktur. | Open Subtitles | ...وأوقفته الشرطة بسبب أن الضوء الخلفي في سيارته لا يعمل. |
| Bayan, bakar mısın, Dixie stop'ı da franchising yapsak olmaz mı? | Open Subtitles | مهلاً سيدتي ماذا عن توسعة ستوب ديكسي أيضاً |
| Andy, One stop'a gidip bana tel getirebilir misin? | Open Subtitles | "أندي"، هل يمكنك المرور على "وان ستوب" وشراء بكرة خيط؟ |
| Andy, One stop'a gidip bana tel getirebilir misin? | Open Subtitles | "أندي"، هل يمكنك المرور على "وان ستوب" وشراء بكرة خيط؟ |
| Tam da Whistle stop Kafe'de yediklerimiz gibi olmuşlar. | Open Subtitles | تعودنا ان نأكلهم في كافيه ويستل ستوب.مم! |
| stop. Gözden geçirmem gereken işler var. stop. | Open Subtitles | لا أستطيع مقابلتك، وقفه يجب عليّ الإستطلاع، وقفه |
| Güvenilir bir adamımı gönderdim. stop. "Celep". | Open Subtitles | أرسلت رجل أثق به، وقفه إنه الراعي، وقفه |
| Makineyi stop etmemiz için son 60 saniye Komutanım. | Open Subtitles | 60ثانية حتى نحتاج لإيقاف المحرّك مرة أخرى، أيها القائد |
| Park cezası, kırık bir stop lambası, ne olursa. | Open Subtitles | مخالفة وقوف سيارة مصباح خلفي مكسور, أي شيء |