Çünkü Random'ın hapisten çıktığında zorla girdiği dairenin sahibi Stuckey idi. | Open Subtitles | ذلك لأنّه كان في شقة (ستوكي) عندما خرج (راندوم) من السجن |
- Ama Stuckey evde değildi ve birileri polisi aradı. | Open Subtitles | -بإستثناء أنّ (ستوكي) لم يكن في المنزل وأحدهم إتّصل بالشرطة |
Carver'ın ofisinden aldığımız bir parmak izi veritabanında çıktı. Clifford Stuckey adlı eski bir suçlu. | Open Subtitles | حصلنا على بصمة من مكتب (كارفر) لمجرم منذ فترة طويلة يدعى (كليفورد ستوكي) |
Lakin Bay Stuckey 34 yaşında iken hapiste ölmüştü ve annesi onun yerine savunma masasına oturmuştu. | TED | لأن السيد ستاكي توفى في السجن في عمر ال34، ولقد جلست والدته على طاولة المحامي في مكانه. |
Belki de Bay Stuckey bugün yaşıyor olacaktı. | TED | ولربما كان السيد ستاكي على قيد الحياة اليوم. |
Ben Philip Stuckey, Edward Lewis'in avukatıyım. Şeref konuğu nerede? | Open Subtitles | مرحبا انا "فيليب ستاكي" محامي "ادوارد لويس" اين ضيف الشرف؟ |
Savcılık Stuckey'i tutuklatacak kadar delil bulamamış. | Open Subtitles | لم يكن لدى المدّعي العام ما يكفي من الأدلة لمقاضاة (ستوكي) |
Bu hala Random'un Stuckey'nin evine neden girdiğini açıklamıyor. | Open Subtitles | ذلك ما يزال لا يفسر لمَ إقتحم (راندوم) شقة (ستوكي) |
Bu yüzden Stuckey'nin dairesine girip şiddet Lloyd'un eski ortağını yardıma ikna etmeyi planladı. | Open Subtitles | لذا إقتحم شقّة (ستوكي) ، متوقعاً أنّه سيلوي ذراع شريك (لويدز) لمساعدته |
Hımm. Stuckey'i daha önce fark etmeliydim aslında. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أوقف (ستوكي) في وقت سابق ، مع ذلك |
O da Stuckey gibi haritayı görmeye mi geldi dersin? | Open Subtitles | هل تعتقد أنّه جاء إلى هنا لرؤية الخريطة مثلما فعل (ستوكي)؟ |
Bay Stuckey, ben Dedektif Kate Beckett | Open Subtitles | سيد (ستوكي) أنا المحققة (كايت بيكيت) |
Teşekkürler bay Stuckey. | Open Subtitles | شكراً ، سيد (ستوكي) هذا أمر جيد |
Bay Stuckey sizi görmek istiyor. Ona çok önemli bir telefon görüşmesinde olduğumu söyle. | Open Subtitles | السيد ستاكي يريد مقابلتك اخبريه ان معي مكالمه هامة |
Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
Bay Stuckey sizi görmek istiyor. Ona çok önemli bir telefon görüşmesinde olduğumu söyle. | Open Subtitles | السيد ستاكي يريد مقابلتك اخبريه ان معي مكالمه هامة |
Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
Pell. Kocası Ray Stuckey'nin yardımcısı. | Open Subtitles | " بيل " زوجها القديم هو النائب " ريو ستاكي " |
Belki bir gün "Bay Stuckey" demek zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | ربما سيأتي الوقت ولا نضطر للقول سيد " ستاكي " |
Ajan Stuckey, FBI. | Open Subtitles | أنا العميل - ستاكى من المباحث الفيدراليه |