| Yani kokaini buldun ve Styles'a mı söyledin? | Open Subtitles | ولقد اكتشفت امر الكوكايين واخبرت ستايل |
| Styles'dan haberin vardı. | Open Subtitles | وكنت تعلم بخصوص ستايل |
| Harry Styles, sevimli tavırları ve kusursuz saçıyla ünlüydü. | TED | هاري ستايلز الذي اشتهر بعطفه وشعره المثالي. |
| Çünkü benim araştırmalarıma göre bir otobanın kenarındaki Harry Styles kusma yerinde iki saat içinde bir tapınak yapma becerisine sahipler. | TED | لأنه وفقاً لبحثي، أنهن قادرات على بناء مزار لتقيوء هاري ستايلز على الطريق السريع خلال ساعتين. |
| Bence Harry Styles oldukça seksi ama duyduğuma göre göğsünde devasa bir kelebek dövmesi varmış. | Open Subtitles | أعتقد أن هارى ستايلز جذاب جداً و لكنى سمعت أن لديه و شم فراشه كبير على صدره |
| Adının Harry Styles olduğunu söyledi. | TED | فقالت لي أن اسمه هاري ستايلز. |
| ve Harry Styles, One Direction'ın bir üyesiydi. | TED | وكان هاري ستايلز عضواً في ون دايركشن. |
| Styles'tan Louboutin çizmelerimi alan kız çantanı almak için ölüp bitiyor. | Open Subtitles | فتاة (ستايلز) التي أخذت حذاء (لوبوتين) تتوق لأخذ حقيبتك، فإليك الإتفاق |
| Donanma Subayı, Gwen Styles, kaçırılmayla ilgili olarak tutuklandı. | Open Subtitles | "اعتقلت الملازم البحري "غوين ستايلز" بسببعلاقتهابالإختطاف" |