Tamam. Sanırım, senin bakış açınla baksam, seni suçlamazdım. Pekâlâ. | Open Subtitles | أجل، أعتقد أنني لن ألومك لفتنتكِ حسنًا.. |
Şu an gözlük takmak isteseydin seni hiç ama hiç suçlamazdım. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن يكون الزجاج الآن، أنا لن ألومك بت واحد. |
Hiçbiri için suçlamazdım. | Open Subtitles | أنا لا ألومك على أي شيء من ذلك |
Eh, eğer intikam almak isteseydin seni suçlamazdım. | Open Subtitles | حسنا لن الومك اذا اردت انت ايضا الانتقام مني |
Seni suçlamazdım. | Open Subtitles | لا ينبغي أن الومك |
Sonra müzakerelerden çekilir. Açıkçası, onu suçlamazdım. | Open Subtitles | وحينها سينسحب من المحادثات وبصراحة، لن ألومه |
Ama merakından dolayı kimseyi suçlamazdım. | Open Subtitles | لكن لا ألوم أي أحد على أن يقلق من ذلك |
Eğer kızsaydın da seni suçlamazdım. | Open Subtitles | .فأنا لا ألومك أن كنت كذلك |
Seni zerre kadar suçlamazdım. | Open Subtitles | أنا لن ألومك بت واحد. |
Yapsaydın da, suçlamazdım. | Open Subtitles | لنّ ألومك على فعلتك |
Gitseydin seni suçlamazdım. | Open Subtitles | أنا لا ألومك لو فعلت |
Öldürsen seni suçlamazdım. | Open Subtitles | - لن ألومك إذا ما فعلتها - |
Seni bunun için suçlamazdım. | Open Subtitles | أنا لا ألومك |
Şu anda hapiste olurdum ve bunun için seni suçlamazdım. | Open Subtitles | ولن الومك لوضعي هناك |
Sizi suçlamazdım. | Open Subtitles | لن الومك |
Ben de tersi durumda onu suçlamazdım. | Open Subtitles | لن ألومه إن كان معجب بك أيضًا |
Ben de tersi durumda onu suçlamazdım. | Open Subtitles | لن ألومه إن كان معجب بك أيضًا |
Tüm günü yatakta geçirdiyse bile onu suçlamazdım. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا ألوم لها إذا بقيت في السرير طوال اليوم. الصباح، والفتيات! |