"suçlanan" - Translation from Turkish to Arabic

    • متهم
        
    • المتهم
        
    • اتهم
        
    • المتهمين
        
    • بتهمة
        
    • اتهمت
        
    • مُتهم
        
    • إتهامهم
        
    • مُتّهم بارتكاب
        
    • بارتكاب جريمة
        
    • المتهمه
        
    • ستتهم و
        
    - Jüri, destekleyen tek kişi kendi karısıyken cinayetle suçlanan bir adamın sözlerine inanmakta çekinceli davranacaktır. Open Subtitles من رجل متهم بالقتل و مدعوم فقط بكلمة من زوجته ؟
    Ustabaşımı öldürmekle suçlanan bir adamın kefaletini ödemenden bahsediyorum. Open Subtitles أنا أتحدث عن حقيقة دفعك لكفالة رجل متهم بقتل رئيس عمالي
    Sayın Londra piskoposumun, suçlanan papazı kilisenin nezaretine almayı istemeye geldiğini zannediyorum. Open Subtitles اعتقد أن مولاي أسقف لندن جاء لكم للمطالبة بتولي عهدة القسيس المتهم
    Okul spor salonunu yakmakla suçlanan 18 yaşında bir lise öğrencisi. Open Subtitles البالغ من العمر 18 عاما طالب في مدرسة ثانوية اتهم بحرق صالة الألعاب الرياضية المدرسية.
    Bizim için bir şey değişmiyor çünkü burada suçlanan bizler değiliz. Open Subtitles نحن يهود وسنبقى يهود لن يتغير شيء لاننا لسنا المتهمين هنا
    Cinayet ile suçlanan bir adam kendini savunmak ister. Open Subtitles أن رجلاً يحاكم بتهمة القتل ويريد الدفاع عن نفسه
    Sığır çalmakla suçlanan bir grup da öldürülmüş. Open Subtitles و عندما اتهمت مجموعة منهم بسرقة الماشية، تم قتلهم
    Tecavüzle suçlanan bir adam, genellikle masumsa sinirli olur. Open Subtitles رجل متهم بالإغتصاب هو بالكاد مثل الغضبان في حالة البرائة
    Görünüşe göre cinsel tacizden suçlanan bir adamın 16 yaşındaki kızının tek başına bir otel odasında yaşaması Onu bir aile babası gibi göstermiyor. Open Subtitles يبدو أنه ليس من الجيد لرب عائلة متهم بالتحرش الجنسي أن تكون له إبنة في سن 16 تعيش وحدها في فندق
    Bu durumda, suçlanan kişinin pozisyonu için empati yapıldığında, ...haklı olmadığı ve çalışmak için sağlık açısından herhangi bir riskin olmaması gerektiğidir. Open Subtitles في هذه الحاله، فأن الشخص المتهم متهم بالباطل. وليس هناك اي مخاطر عليه اثناء الركض
    Çocuk tacizi ile suçlanan ilk kurban, hapishanede saldırıya uğramış ve aldığı darbelerden dolayı hala yoğun bakımdan çıkmamıştır. Open Subtitles الضحية الأولى، المتهم بالأعتداء على الأطفال، قد تعرض للأعتداء في السجن وهو ما يزال في العناية المركزة متأثراً بجروحه.
    Eğer bomba arabaya Meksika'da yerleştirildiyse ve suçlanan kişi de Meksikalı çıkarsa bunun nasıl uluslararası bir skandala dönüşebileceğini görmüyor musun sevgilim? Open Subtitles ألا ترى يا حبيبتى ؟ إذا كانت القنبلة قد زرعت فى المكسيك و المتهم كان مكسيكياً
    Ve bu işi yapmakla suçlanan adam birisinde çalışıyor. Open Subtitles والرجل المتهم صادف أنه ينتمي لواحدة منهم
    Yanlışlıkla suçlanan birisinin bu kadar kolayca hedef göstermesi ne ilginç. Open Subtitles للاهتمام كيف شخص الذي اتهم ظلما يجد من السهل جدا توجيه اصابع الاتهام.
    Kaçırılmayla suçlanan aynı adam... Open Subtitles "التحقيق مع الجزار القاتل بقاعة المدينة" لقد اتهم بالاختطاف
    Okulun ikinci senesinde savunma avukatının yanında avukat yardımcısı olarak çalıştım ve bu tecrübe sayesinde cinayet ile suçlanan bir çok genç adamla tanıştım. TED في السنة الثانية عملت كمساعد لمحام الدفاع، و في هذه التجربة قابلت كثيرًا من الشباب المتهمين بجرائم قتل.
    suçlanan 4 memur sadece idari cezalar aldılar. Open Subtitles الأربعة ضباط المتهمين نالوا فقط توبيخا إداريا
    Lauren Parris cinayetiyle suçlanan adam bugün polis nezaretine alındı. Open Subtitles تم ضبط رجل رهن الاعتقال بتهمة قتل "لورين باريس".
    Neden bir enerji şirketinin baş danışmanı uyuşturucuyla suçlanan bir fahişeyi savunsun ki? Open Subtitles لمَ تدافع مستشارة رئيسيّة لشركة طاقة عن عاهرة بتهمة حيازة "كوكايين"؟
    Ben, Robert ve gözlüklü deli olmakla suçlanan zavallı Judy değil. Open Subtitles كلا ليس جميع الأطفال ليس أنا ولا روبرت ولا جودي الناعبة الصغيرة التي اتهمت بأن لديها قمل
    Cinayetle suçlanan bir konumda olunca öyle oluyor. Open Subtitles كيف سيكون مُمتع عندما تكون مُتهم بجريمة قتل.
    Şu anda, Rodney King'e saldırmakla suçlanan dört polis memuru avukatları ile birlikte, Simi Valley'deki mahkeme salonuna gidiyorlar. Open Subtitles الاًن نرى ماذا يحدث مع الضباط الأربعة الذين تم إتهامهم بالإعتداء على "رودني كينج و هم فى طريقهم الاًن للمحكمة هنا بشارع "سيمي فاللي
    Cinayetle suçlanan sensin. Open Subtitles أنت مُتّهم بارتكاب جريمة قتل.
    Ama diyelim, kundakçılıktan falan suçlanan genç bir zanlı zorunlu toplum hizmetine mi çarptırılır yoksa çocuk ıslahevine mi gönderilir? Open Subtitles لكني مشوشة نوعا ما.. عندما يقوم مراهق صغير بارتكاب جريمة مثل.. لا أعرف..
    suçlanan kişiden başka, dünyada hiç kimsenin... ..bu cinayetleri işlemek için bir nedeni yok. Open Subtitles ولا أحد لديه الدافع لأرتكاب الجريمه بخلاف المتهمه
    Ama evet, o nadiren suçlanan doktorlardan biriysen sanırım bu etkili olabilir. Open Subtitles ولكن نعم , إذا كنت واحداً من الأطباء فأحيانا ستتهم و أعتقد أن ذلك يمكن أن يؤثر فيك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more