Ama cinsel suçlarının tavana vurduğu bir dönemde hırsızlık yapmış. | Open Subtitles | عدى أن أعلى جرائمه الجنسية قام بسرقة واحدة |
Başkente vardıklarında, Nute Gunray işlediği tüm savaş suçlarının hükmüyle yüzleşecek. | Open Subtitles | وهناك سيحاكم على جرائمه الكثيرة اثناء الحرب |
Aşağılık olduğunu bildiğin insanların suçlarının sorumluluğunu almamaları için mi? | Open Subtitles | هل للسماح بأشخاص أوغاد تعرفينهم ألا يتحملوا مسؤولية جرائمهم ؟ |
Sonunda, Kapitalist domuzlar suçlarının cezasını ödeyecek.. | Open Subtitles | اخيراً سيدفع الرأسماليون الخنازير ثمن جرائمهم |
Eğer iyi meleklerin yoksa ki bundan şüpheliyim bu oda boyutunda bir dosyada suçlarının kanıtlarını tuttuğumuzu bilmelisin. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك الملائكة خير وافترض هذا يجب أن نعرف أن جمعنا ملفا بحجم هذه الغرفة لتوثيق جرائمك |
Ama artık daha fazla senin suçlarının yükünü almayacağım. - Etrafına bak. | Open Subtitles | لكنني لن أحمل وزر جرائمكِ بعد الآن |
Bu Amerikan vatandaşlarının ölümü, Amerika'nın suçlarının direkt sonucudur. | Open Subtitles | مقتل هؤلاء الأمريكيين هو نتيجة لجرائم الولايات المتحدة. |
Ve her şeyi bir araya toplamaya başladı. suçlarının tarihçesi. | Open Subtitles | -وبدأ في نقل كل شيء إليه، إنها تمثّل تاريخ جرائمه |
Bay Rosen sağolsun, o adam artık gözaltında ve hain suçlarının cezasını çekecek. | Open Subtitles | بفضل السيد روزن، أصبح هذا الرجل في عهدتنا وسيدفع ثمن جرائمه. |
Kıç Çatalı Haydutu'nun suçlarının doğası onun kızgın ya da aşık olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | طبيعة جرائمه تبين بأنه قد يكون غاضباً أو وقع في الحب قبل فترة قصيرة |
O da bizden biri ve bizler gibi o da suçlarının affedilmesini hak ediyor. | Open Subtitles | إنه واحد منا ويستحق العفو على جرائمه .مثل بقيتنا تماماً .. |
suçlarının büyüklüğünü fark ettirmeye ve hayatın değerini öğretmeye niyetliyim. | Open Subtitles | لقد عزمت ان أجعل الاثنين يدركون مدى خطورة جرائمهم وأن يقدّرون أهمية الحياة |
Her gün, suçlarının büyüklüğü ile yüzleşerek yaşamalarını istiyorum. | Open Subtitles | أريدهم أن يعيشوا كل يوم يتحملون ثقل جرائمهم |
Şimdi teröristlerin suçlarının cezasını çekme vakitleri geldi. | Open Subtitles | حان الوقت ليدفع هؤلاء الإرهابيون ثمن جرائمهم |
O zaman kâğıt mendil getir ona. Çoğu sanık kendi suçlarının anlatıldığını duyduğunda üzülür. | Open Subtitles | إذاً أحضر له منديلاً , العديد من المدعى عليهم ينزعجون عندما يسمعون بتفاصيل جرائمهم. |
suçlarının cezasını çekeceksin ... | Open Subtitles | ستدفع ثمن جرائمك والعدالة ستأخذ 00000 |
Allah'ın izniyle, suçlarının cezasını çekeceksin. | Open Subtitles | سيتم عقابك على جرائمك بمشيئة الرب |
suçlarının cezasını hiçbir zaman tam anlamıyla çekemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تستطيعي أن تدفعي ثمن جرائمكِ |
Haberci kadın Buros'un suçlarının zaman çizelgesinden bahsediyordu. | Open Subtitles | سيدة الأخبار كانت تستعرض التسلسل الزمني لجرائم (بيوروس) سابقاً. |
Planladığımız şeyi yapacağız suçlarının hepsini tek tek söyleteceğiz sonrada tüm dünya izlerken infaz edeceğiz. | Open Subtitles | سنفعل ما خطّطنا له وهو معاقبتها على جرائمها واحدة تلو الأخرى وإعدامها بعد ذلك بينما يشاهد العالم ذلك |
Kurban, merhamet gibi suçlarının kendi hataları olmadığını anlatan kelimeler arayın. | Open Subtitles | ابحثوا عن مفردات اساسية ضحية, رحمة, اي شيء يشير ان جريمتهم لم تكن بسببهم |
Ama suçlarının kanıtıyla karşılaştık. | Open Subtitles | لكننا وجدنا دليلاً على إدانتهم. |
Nefret suçlarının seçim dönemlerinde artış göstermesi tesadüf değil. | TED | ليست مصادفة أن جرائم الكراهية تزداد في فترة الانتخابات. |
Senin kariyerin için çok uğraştım, ...hatta Babam senin suçlarının Ip Man'in üstüne kalmasını sağladı. | Open Subtitles | لقد عملت الكثير لكي تحصل على هذه الوظيفة أبّي قام بتوجيه التهمة إلى (ييب مان) من أجلك |