| Bir çocuk kaçırıldığında babalar kendilerini suçlarlar mantıksız olsa da bu tipiktir. | Open Subtitles | اذن؟ الاباء يلومون نفسهم عند اختطاف اطفالهم |
| Memleketimde hep Latin şoförleri suçlarlar. | Open Subtitles | من حيث اتيت , دائماً ما يلومون السائق الاتيني |
| Annesi babası ölen çocuklar bu acıdan kaçmak için kendilerini suçlarlar. | Open Subtitles | الاطفال يلومون أنفسهم من اجل تخفيف آلامهم |
| Ortaklar her hata için birbirlerini suçlarlar. | Open Subtitles | الشركاء يتهمون بعضهم البعض بجميع أنواع الجرائم |
| Kotayı karşılayamazsan, seni suçlarlar ve seni rahatsız ederler. | Open Subtitles | اذا لم يتم انتاج المطلوب يلومونك انت وغالبا يهينونك |
| sonra da beni suçlarlar. | Open Subtitles | إذا تركتك هنا , ستموتين في البراري , و سوف يلومونني على ذلك |
| Eddie'yi çökmüş ve üzgün görürlerse, ona acıyıp beni suçlarlar. | Open Subtitles | لو رأى الناس إيدي محبط و مكتئب سيشفقون عليه و يلوموني انا |
| Birbirlerini suçlarlar ve araları açılır. | Open Subtitles | و غالبا ما يلومون بعضهم ويتباعدا |
| Evet, kesinlikle. Birbirlerini suçlarlar... | Open Subtitles | -نعم ، بالتأكيد ، يلومون بعضهم البعض |
| Riley, bu durumlarda bazen yetersizlikleri için kazayı suçlarlar dedi. | Open Subtitles | إن (رايلي) قال أنه بعض الأحيان في هذه الحالات الأشخاص يلومون مشاكلهم على الحادث |
| İlk başta kendilerini satan ailelerini suçlarlar. | Open Subtitles | في البداية، يلومون والديهم على بيعهم... |
| Belki. Belki de usta suçluyu suçlarlar. | Open Subtitles | ربما، أو ربما يتهمون المجرم الماهر. |
| Otobüslerdeki insanlar hep beni suçlarlar. | Open Subtitles | أوه، البشر في الحافلات، دائمًا يلومونني |
| Beni suçlarlar. | Open Subtitles | . يلوموني |