"suçlulukla" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالذنب
        
    • الذنب
        
    • والذنب
        
    Dağılmış bir yuva, şiddet ve suçlulukla dolu hayaller. Open Subtitles نشأ في عائلة محطمة، مليئة بالشعور بالذنب والعنف الخيالي
    Bu sadece Kayleigh Miller'ı öldürmenin verdiği suçlulukla baş etmek için zihninin yarattığı hayal dünyasının bir parçası. Open Subtitles انها جزء من العالم الخيالي الذي صنعته لاحساسك بالذنب نحو قتل كيلي ميلر
    "Suçumu ve beni ezen kaderimi bildiğinizde sırf bunun için değil de, daha büyük bir suçlulukla öleceğim". Open Subtitles عندما تعرفت بشأن جريمتي . . والمصير الذي يرهقني سأموت محملا بالذنب
    Ve geri geldiğinde, sürekli yorgun zamanlarda suçlulukla dolu olursunuz. Open Subtitles وعِـندما تعـودين كُنتِ ستظلي مُـرهقة طوال الوقت. تـتـأكلي مِـن الذنب.
    - Suçluluk uzun süredir suçlulukla yaşıyorsun, değil mi? Open Subtitles الذنب، الذنب. لقد تعـايشت معـه لفترة طويلة، أليس كذلك؟
    suçlulukla doluyum. - Sen de suçlulukla dolu musun? Open Subtitles أنا غارقة في الذنب هل أنت غارق في الذنب ؟
    7 yıl, tam 7 yıl seni ölüme döndermenin verdiğini suçlulukla yaşıyorum. Open Subtitles .7سنوات.. 7سنوات عشتها مع أحساسى بالذنب.. و اننى قد أرسلتك لموتك .
    Bu çapta biri olunca ya daha iyi bir yere inanırsın, ya da suçlulukla yaşarsın. Open Subtitles بسبب مكانته اما ان تصدق انهم في مكان افضل او ان تعيش مع الشعور بالذنب
    Bu çapta biri olunca ya daha iyi bir yere inanırsın, ya da suçlulukla yaşarsın. Open Subtitles بسبب مكانته اما ان تصدق انهم في مكان افضل او ان تعيش مع الشعور بالذنب
    Çünkü bir yandan seksi seviyorsun, Ama sonrasında suçlulukla mahcup olmuş hissediyorsun ve sebebinden emin değilsin. Open Subtitles لكن بعد ذلك تشعرين بالإرهاق بسبب الشعور بالذنب و أنكِ غير متأكدة من السبب.
    Obez olmak gibi bir merakım yok. Sadece suçlulukla yapıyorum. Open Subtitles انا لاأريد الهدوء النفسى أنا أعيش بالذنب
    Ufak hatalardan tutun büyük haksızlıklara kadar hepimiz içimizde suçlulukla yaşarız. Open Subtitles من الذنوب الصغيرة، إلى الأخطاء التي لا تُغتفر. نحن جميعاً نعيش مع الشعور بالذنب في حياتنا.
    Tek çocuk politikasını uyguladığı için suçlulukla doluydu ve ailelere çocuk sahibi olmalarında yardımcı olarak geçmişte yaptıklarına karşı koyabileceğini düşünmüştü. TED قالت بأنها كانت تشعر بالذنب الكبير لتنفيذها سياسة إنجاب طفل واحد كانت تأمل بمساعدتها العائلات في الحصول على أطفال أنها ستكفّر عن ما فعلته في الماضي
    Korktuğumuzda ya da şüphelerle, suçlulukla veya kinle baştan çıkarıldığımızda ihtiyaç duyduğumuz inancın, en güzel örneğiydi. Open Subtitles مثال على الإيمان الذي نحتاجه كثيراً عندما نشعر بالخوف أو الإغواء بسبب الشكوك أو الذنب أو الكراهية
    Bu suçlulukla bir kere daha savaşmak yerine sona ersin diye teslim mi oldu? Open Subtitles عوضاً عن مقاومة الذنب مرة أخرى خضع له لكي ينتهي من الأمر؟
    Yedi yıldan fazladır bu suçlulukla yaşıyorum. Open Subtitles على مدى سبع سنوات كنتُ أعيش مع هذا الذنب
    Ve ömrümün geri kalanında bu suçlulukla yaşayacağım. Open Subtitles وسوف أعيش مع هذا الذنب بالنسبة لبقية أيامي.
    Bu suçlulukla yaşamak kolay olmamış olsa gerek. Open Subtitles كان من الصعب أن تعيش بهذا الذنب.
    Bu suçlulukla etrafta dolaşamam! Open Subtitles لا أستطيع أن أستمر في حمل هذا الذنب.
    isteyerek veya istemeyerek, kart çevirerek, ya da Alman bir gence karşı duyulan suçlulukla, hepimiz zaman zaman biraz oturmalı, denemeli ve çalınamayacak bir piyanoyu çalmalıyız. TED سواء كان ذلك قوة الارادة ، سواء كان ذلك بسحب بطاقة أم انها كانت خطوات مثقلة بشعور الذنب تجاه مراهقة ألمانية، كل واحد منا، من وقت لآخر، يحتاج إلى الجلوس ومحاولة العزف على البيانو غير القابل للعزف .
    Korku ve suçlulukla yüzleşmeliyim. Open Subtitles أنا أواجه الخوف والذنب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more