"suçluluktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الذنب
        
    • بالذنب
        
    Dördüncü veya beşinci gün o protestolara gittiğimde, cesaretten dolayı değildi; suçluluktan dolayı idi. TED عندما شاركت في هذه الاحتجاجات في اليوم الرابع أو الخامس، لم يكن ذلك بدافع الشجاعة؛ بل بدافع الذنب.
    Şimdi, kendimi suçluluktan ve o korkunç ve dehşet rüyalardan kurtarmak için haklı olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles لذا لأخلص نفسي من الذنب وهذه الأحلام الشنيعة جداً جئت لأُخبرك أنك كنت على حق
    Her ne ise. Sırf suçluluktan bu ilişkinin içindeymişim gibi. Open Subtitles على أية حال، أشعر أنني عالقة في هذه العلاقة بدافع الذنب
    Chi'n suçluluktan bulanık hâle gelmiş ama bunu görmezden geliyorsun. Open Subtitles طاقتك الحيوية ملوثة بالشعور بالذنب لكنك ما زلت ترفض مواجهته
    Ceketin yarısını bize gönderdi, Mickey i öldürdü ve suçluluktan bileklerini kesti. Open Subtitles لقد أرسل نصف السترة لنا وقتل "ميكى" ثم قطع رسغيه شعورا بالذنب
    suçluluktan bahsetmişken, toplum içinde seks nasıldı? Open Subtitles , بالحديث عن الذنب كيف كان الغزل أمام العامة؟
    Hey, Chase, bil diye söylüyorum sana yardım etmeye çalışmamız suçluluktan değil, sevgiden dolayıydı. Open Subtitles تشايس فقط لتعرف كان من الرحمه ليس الذنب ماجعلنا نحاول مساعدتك
    Sonra da suçluluktan ona oyuncak aldınız. Açık konuşmak gerekirse ona oyuncak bebek aldınız. Open Subtitles وبدافع الذنب لاحقاً اشتريت لها الهدايا بالأحرى صنفاً من الدمى
    Gerçekten suçluluktan çok üzüntü hissediyormuş gibi. Open Subtitles حسنٌ ، بالحقيقة يغلب عليها شعور الحزن عن الذنب.
    Nefsi müdafaa olarak bir çocuğu vurmuş suçluluktan kurtulamayıp uyuşturucuya başlamış ve hapse girmiş. Open Subtitles كانت شرطية اطلقت النار على ولد كدفاع عن نفسها لم تتخلص من الذنب فبدأت بتعاطي المخدرات
    Göz yaşları, kederden olduğu kadar suçluluktan da olabilir. Open Subtitles الدموع قد تكون بسبب الذنب بقدر مما هي للحزن
    Duyduğun suçluluktan dolayı onu kurtarmak istedin. Open Subtitles أردتِ أنقاذه من الذنب و وضعها بين أقدامي
    suçluluktan paramparça olacaksın ve vicdanınla başa çıkacaksın. Open Subtitles لينخرُكَ الذنب من الداخل .ويغلبُ عليكَ تأنيب الضمير
    suçluluktan paramparça olacaksın ve vicdanınla başa çıkacaksın. Open Subtitles لينخرُكَ الذنب من الداخل .ويغلبُ عليكَ تأنيب الضمير
    O sandalyede üzerine yüklenen suçluluktan arınmak istiyor musun? Open Subtitles هل تريد أن تطهر الذنب الذي يثقلك فى هذا الكرسي؟
    Yani, evet. Üstüne yatamam. suçluluktan ölürüm. Open Subtitles لا يمكنني الاحتفاظ به الذنب سينخرني
    Sanki onu hak etmediğini hissediyordu. Buna "Kazananın suçluluğu" demiştim. Ama ya bambaşka bir suçluluktan bahsediyorsak? Open Subtitles أطلقتُ عليها "ذنب الرابح" ولكن ماذا لو كان هناكَ نوع آخر من الذنب تماماً؟
    Ama sen kapıdan çıkıp gittiğinde.., ...suçluluktan mideme ağrılar saplanıyor. Open Subtitles ولكن في اللحظة التي تغادر فيها هذا الباب أشعر بالذنب الشديد
    Merak ediyorum acaba bunu üşengeç olduğu için mi, nostalji olsun diye mi yoksa suçluluktan dolayı mı saklıyor? Open Subtitles أتسائل إذا كان يحتفظ بهذا كسلاً أو الحنين للماضى أو الشعور بالذنب.
    Ölene kadar burada çalışacağım, suçluluktan ölüyorum. Open Subtitles افضل ان اموت من العمل ، هنا على ان اموت وانا اشعر بالذنب
    ...dünyada suçluluktan daha zehirli hiçbir şeyin olmadığıdır. Open Subtitles لا يوجد شيء على وجه الأرض أكثر سُمية من الشعور بالذنب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more