"suçluyorsunuz" - Translation from Turkish to Arabic

• تلوم
• تتهمني
• تتهم
• اللوم
• تتهمين
• تلومين
• تتهمنا
• تتهميني
• تلومون
• تتهمه
• تتهمينني
• تتّهمني
• أتتهم
• إتهامي
• وتلومين

Kendinizi suçluyorsunuz, Kaptan.
أنت تلوم نفسك أيها القبطان لقد كانت حادثة

Beni cinayetle suçluyorsunuz ve kurbanın adını istiyorsunuz.
إنك تتهمني بالقتل وعلّي أن أبوح لك باسم القتيل؟

Sessiz olun! Müvekkilimi tecavüzün dışında bir de cinayete teşebbüsle mi suçluyorsunuz? Bir dakika, bahsettiği bu hanım kim?
هل تتهم موكلي بمحاولة القتل والاغتصاب؟ الآن من هذه السيّدة التي يتحدّث عنها؟

Başlarına gelen felaket için Yahudi halkını suçluyorsunuz.
إنك توجّهين اللوم الى اليهود في إبادة شعبهم

Bir kahramanı suçluyorsunuz, Bayan Tallis... ve elinizde en ufak kanıt yok.
انتى تتهمين بطل كبير و ليس لديكى دليل على ما تقولينه

Oğlumu suçluyorsunuz, kurbanı suçluyorsunuz, bunu onun hatası yapıyorsunuz böylece...kötü görünmeyeceksiniz.
تلومين إبني , تلومين الضحيّة تجعليه مذنباَ , حتّى لا تظهرين بشكل سيء

Bir şeyler yanlış gittiğinde sizden başka herkesi suçluyorsunuz.
تلوم الآخرين على أي فشل يحدث معك. مثل هذا.

Bu hemşire Hannibal Lecter'ı öldürmeye çalıştı, fakat siz Will Graham'i suçluyorsunuz.
ذلك الممرض حاول قتل هانيبال ليكتر،وأنت تلوم ويل جراهام

- Olanlardan Yargıç Harper'ı suçluyorsunuz?
و هل تلوم القاضية هاربر على ذلك ؟ بالطبع نعم

Alışveriş listesi ve bir portakaldan yola çıkıp beni iki cinayetle suçluyorsunuz.
قائمة تسوق بها برتقال وتريد أن تتهمني بجريمتين ؟ هذا دعك من هذا

Daha yüksek bir makamdan adalet dağıtmak için mi? Beni neyle suçluyorsunuz?
من أجل تطبيق العدالة على طريقتكِ الخاصة من منصب أعلى ؟ بماذا تتهمني ؟

Üstün hizmet madalyalı bir polisi suçluyorsunuz.
إنك تتهم ضابط حاصل على العديد من الاوسمه

Onurlu bir Tok'ra'yı Goa'uld gibi davranmakla suçluyorsunuz.
انت تتهم توكرا مُخلص بأنه يتصرف كالجواؤلد

Tek farkımız, siz başkasını suçluyorsunuz.
الفارق الوحيد أنكم تضعون اللوم على شخص آخر

İki kişi cinayeti üstlendi, ama siz benim oğlumu suçluyorsunuz?
شخصين أعترفا بالجريمة والآن تتهمين إبني ؟

Peki ama küçücük bir çocuğu bile kontrol edemezken neden masum birini suçluyorsunuz? Ne?
لكن لماذا تلومين شخص بريء في حين أنتِ مَن لم تتمكن من السيطرة على إبنها ؟

Bizi tam olarak neyle suçluyorsunuz?
دعونا نبدأ من هنا أنت , ما الذي تتهمنا به بالضبط ؟

...beni onu öldürmekle suçluyorsunuz.
وأنتِ تتهميني بقتلها؟ حسناً، نيتكِ كانت إنقاذ سارة

Neden tava için çok büyük olduğundan dolayı butu suçluyorsunuz?
لماذا تلومون قطعة اللحم على كونها كبيرة على الحلة ؟

Kimi Kardeşliğin karşısına geçmekle suçluyorsunuz?
من الذي تتهمه بالانقلاب ضد الأخوية؟

Beni o aramayı yapmakla mı suçluyorsunuz?
المكالمة؟ بتلك بقيامي تتهمينني هل

Beni bir şeyle mi suçluyorsunuz Bay Kersh?
تتّهمني شيء، السّيد كيرش؟ لا.

Kızımı bir şeyle mi suçluyorsunuz?
أتتهم ابنتي أو ما شابه؟

Gecenin yarısında evime geliyorsunuz ve beni kızımı dövmekle suçluyorsunuz.
تأتي إلي هنا وحسب في منتصف الليل إلي منزلي وتبدأي في إتهامي بضرب ابنتي ؟

İşin gerçeği siz yeteneksiz ve zavallı birisiniz ve diğerlerini suçluyorsunuz çünkü sizde gerekli yetenek ve cesaret yok ve seçtiğiniz yolda başarılı olacak bir özelliğiniz yok.
الحقيقه هي انك غير مؤهله ومثيره للشفقه وتلومين غيرك لانك لا تملكين الشجاعه والمهاره