Derisindeki duyu organları, avının su içinde yaptığı en ufak hareketi bile tespit edebilir. | Open Subtitles | الأعضاءالحسيةفي جلدهم، تكشف الحركات الدقيقة في الماء التي تصنع من قبل فرائسهم. |
Ama görünen o ki protez bir bacakla su içinde çalışmak çok acı veriyor. Onun için de bacağını kaybettiği yerde yeniden çalışmak çok travmatik olmalıydı. | TED | ولكن من الواضح أن عمله في الماء كان مؤلمًا بشدة، خصوصًا بعد تركيب الساق الاصطناعية، وأنا أعتقد أن الأمر كان صادمًا ومؤلمًا له أن يعود للعمل في نفس المكان الذي أصيب فيه. |
Boynuma kadar soğuk su içinde yattım. | Open Subtitles | مستلقية حتى رقبتي في الماء البارد |
Ölmeden önce 48 ila 72 saatlik bir süre boyunca su içinde kalmış. | Open Subtitles | على فخذيه لمدة تترواح بين 48 إلى 72 ساعة قبل الوفاة |
Ölmeden önce 48 ila 72 saatlik bir süre boyunca su içinde kalmış. | Open Subtitles | على فخذيه لمدة تترواح بين 48 إلى 72 ساعة قبل الوفاة |
Bu derece bir korozyon ancak tuzlu su içinde meydana gelmiş olabilir. | Open Subtitles | التي تراها يجب أن تحدث في الماء المالح |
Evet. Bir kaç yıldır su içinde kalmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه بقي في الماء لبضع سنوات. |
Cesedin bir turist tarafından bulunduğuna ve bir süre su içinde kaldığına inanılıyor. | Open Subtitles | "تم العثور على الجثة من قبل سائح" "ويعتقد أنه كان في الماء لبعض الوقت" |
Ne kadar süre su içinde kalmış? | Open Subtitles | لكم من الوقت كان في الماء |