"sundular" - Translation from Turkish to Arabic

    • عرضوا
        
    • قدموا
        
    • خيّروني
        
    • قرروا أن يقدموا
        
    Bana bir ayrılma teklifi sundular, ben de kabul ettim. Open Subtitles كما تعرفي .. هم عرضوا علي نسبه وانا قبلت بها
    - Herhangi bir operasyona mali destek sundular mı? Open Subtitles هل عرضوا تمويل أي عمليات؟ هذا أيضا، لا تعليق.
    Bana iyi bir teklif sundular. Open Subtitles لقد عرضوا عليَّ ذلك في الغرفة.
    Leydi Rochford ve Majesteleri'nin diğer hizmetçileri, ikisinin arasında, sık sık mahrem bir ilişki yaşandığını güçlendirecek kanıtlar sundular. Open Subtitles السيدة روتشفورد وغيرها من وصيفات صاحبة الجلالة قدموا أدلة مؤيدة على الحميمة بينهما بشكل متكرر
    Yemekte tahammül bile edemeyeceğim işkembe yemeği sundular. Open Subtitles لقد قدموا لنا طبقا من الكِرْش والذي لا أستطيع تناوله.
    Bana iki seçenek sundular: Open Subtitles "خيّروني بين أمرين"
    ve altın buzağıya taptılar ve ona kurban sundular. Open Subtitles و سجدوا للعجل الذهبى و قرروا أن يقدموا قربانا له
    Bize yepyeni bir hayat sundular. Open Subtitles -إذن، أعطيتّوهم (كول ) -لقد عرضوا علينا، حياةً جديدة
    Bana heyecan verici bir fırsat sundular. Open Subtitles لقد عرضوا علي فرصة مثيره ..
    Bay White'a düşünebileceğinden fazla şiddet uygulayabilme fırsatı sundular. Open Subtitles (لقد عرضوا على السيد (وايت المزيد من أشكال العنف الشديد للغاية
    Beş yıl sonra çıkması için bize bir teklif sundular. Jessica kabul etmek istiyor. Open Subtitles عرضوا علينا صفقة ليخرج بعد ‫5 سنوات و(جيسيكا) تريد قبولها
    Sana ne sundular? Open Subtitles ماذا عرضوا عليك؟
    Leonard Bailey'e bir teklif sundular. Open Subtitles (عرضوا صفقة على (ليونارد بايلي كم؟
    Davaları hakkında endişelendiler, bu nedenle bir teklif sundular. Open Subtitles هم قلقون على قضيتهم لذلك قدموا العرض
    Black Hills Enstitüsü'ne mahkeme emri sundular. Open Subtitles "لقد قدموا معهد "بلاك هيلز مع أمرٍ من المحكمة
    Beyaz Saraya ve hükümetin yüksek memurlarına hangisini sundular? Open Subtitles لأنهم قدموا أنفسهم) (يبدو الى البيت الابيض... وقال مسؤولون من الحكومة القامة.
    Bana bir hediye sundular... Open Subtitles قدموا لي ... هدية
    Charles Widmore'un adamları geldiğinde bana bir seçenek sundular. Open Subtitles عندما جاء رجال (تشارلز ودمور)، خيّروني
    Ve altın buzağıya taptılar ve ona kurban sundular. Open Subtitles و سجدوا للعجل الذهبى و قرروا أن يقدموا قربانا له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more