"susan'la" - Translation from Turkish to Arabic

    • مع سوزان
        
    • وسوزان
        
    • بسوزان
        
    Yuri, Susan'la hafta sonunu geçiren adamdı. Open Subtitles انه ذلك الرجل الذي قضّى عطلة نهاية الإسبوع مع سوزان.
    Ama ben gelmedim. Susan'la beraber olduğumu düşündü. - David. Open Subtitles لكننى لم أصل فإفترض بأنّني كنت مع سوزان.
    Cabo'ya uçuş berbat. Bir keresinde karım Susan'la gitmiştim. Open Subtitles الطيران سيئ إلى كابو ذهبت هناك من قبل مع سوزان زوجتي
    Carol ve Susan'la konuşursam onları Ben'le Londra'ya taşınmaya ikna edebilirim. Open Subtitles اراهن اني لو تحدثت لكارول وسوزان يمكنني اقناعهما ان ينتقلا للندن مع بين
    Yani Susan'la evlenmek istiyorum. Open Subtitles ..أعني ,أنني أريد الزواج بسوزان
    Yaşıyordum, ama bir süreliğine Susan'la kalacağım. Open Subtitles -في السابق ولكنني سأعيش مع "سوزان" لفترة لقد انتقلت للعيش معهم اليوم
    Ben korumanın icabına bakarım. Sen Susan'la konuş. Open Subtitles سأتولي أمر الظل أما أنتي فأذهبي للتحدث مع "سوزان"
    Bence hala Susan'la Florida'da. Open Subtitles ‫أظن أنه لا يزال في "فلوريدا" مع "سوزان"
    Oh, Susan'la görüşebilir miyim lütfen? Open Subtitles أوه , هل يمكنني أن أتحدث مع (سوزان) رجاءً
    Susan'la gidiyorum. Open Subtitles أنا ذاهبة مع سوزان
    Susan'la panayıra gittik. Open Subtitles ذهبنا الى المهرجان مع سوزان
    Zoe, Susan'la Paris'te misin? Open Subtitles زوى فى باريس مع سوزان ؟
    - Susan'la konuşmam gerek. Open Subtitles علي ان اتحدث مع سوزان
    Arayan birkaç kişi var, Vinegar Hill'den Susan'la başlayalım. Open Subtitles لدينا بعض المكالمات الواردة فلنبدأ مع (سوزان) من (فنيغر هيل)
    - Susan'la işleri yoluna koymalısın. Open Subtitles عليك تصحيح الأمور مع سوزان
    Sorun yok. Beni kontrol altında tutmak için onu öldürmeyecektir. Susan'la ilişki yaşamamalıydım. Open Subtitles لا بأس، سيبقيها حيّة لتطويعي، ما حرى انخراطي في علاقة مع (سوزان).
    Garden City'den annemin siparişlerini alacağım, Susan'la da yemek... Open Subtitles وقضاء حاجيات أُمّى فى (جاردن سيتى), وتناول الغداء مع (سوزان)...
    Dinle, Susan'la ileride bir şeye ihtiyacınız olursa... Open Subtitles أسمعا ، إذا أنت وسوزان كنتما بحاجة لأي شيء للمضي قدماً
    Böylece Susan'la sizdeki HIV türü değişmiş oluyor. Open Subtitles وأنت وسوزان Hodap سَ لَهُ a إجهاد مختلف لHIV.
    Susan'la ne yapacağımı bilmiyorum. Open Subtitles لاأعرف ماذا أفعل بسوزان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more