"sven'" - Translation from Turkish to Arabic

    • سفين
        
    Sven Maris'in buzdan heykelini bitirmiş ve Maris biraz kilolu yaptığını düşünüyor. Open Subtitles أنهىَ سفين نحت ثلجِ ماريس، و هي تُقنَعُ بأنّها تَنْظرُ قليلاً هبي.
    Bu organizasyon tamamıyla pazar gecesi Sven'in vurduğu üç adama aitmiş. Open Subtitles هذا الزي كان ملكا لثلاث رجال اطلق عليهم سفين ليلة الاثنين
    Oscar, Beata, Lydia, Barbro, Sven, Nicolaus, Agaton. Open Subtitles اوسكار, بياتا, باربرو, سفين, نيكولاوس, اقاتون,
    Sven, çarpıcı ve yenilikçi tasarımlarıyla saygı duyulan İsveçli mimar topluluğuydu. Open Subtitles سفين"،كانت مجموعة من المصممين السويدين" " "حيث يُحترمون لتصاميمهم الجرئية والمبتكرة
    Sven farklı basınçlar uyguluyor. Yabancı çocuklar böyle yapar. Open Subtitles سفين يستعمل صغطا مختلفا وهذا مايفعله الاولاد الاجانب
    Öpüştüğüm tüm çocuklar içinde Sven kesinlikle en iyisi. Open Subtitles من كل الفتية الذين حضنتهم سفين كان الأفضل بالطبع
    (Congaz) Aynı anlarda, 95 mil ötede, Sven Flake'ye çocukları kaçırmakla görevlendirdiği üçüncü gemisiyle buluşmak üzereydi. Open Subtitles فقط 95 ميلا بحريا بعيدا التقى سفين مع سفينته الثالثة التي بعثها لقرية الفايكينج لسرقة الأطفال.
    - Ne olacak, zaten aklı da fazla da yoktu. Eğer doğru anladıysam, Sven çocukları Kule'nin en üst noktasına çıkaracak, doğru mu? Open Subtitles إذا اتبعت ما تقوله ، سفين سيعمل على جلب الأطفال إلى برج ، أليس كذلك؟
    Sven, yarın olmadan susar mısın? Yine tıkandı. - Evet. Open Subtitles سفين هلا أتيت غداً فلقد سد مجدداً - نعم -
    Eğer dışarı çıkmak istersen, Sven yan tarafta. Seni istediğin yere bırakabilir. Open Subtitles إذا كنت في حاجة إلى الخروج، سفين المجاور، وانه يمكن أن تدفع لك في أي مكان.
    Sven'e, yarın kızım orada olduğu sürece kimin geldiği umurumda değil dedim. Open Subtitles قلت سفين لا يهمني إذا كان أي شخص يظهر غدا، طالما ابنتي هناك.
    Altı yıl önce ortaya çıkmış. Fotoğraftaki kişi İsveçli Sven Sorensen. Open Subtitles ان مصدرها منذ 6 سنوات اسم الشاب سفين سورنسن
    Sven oyun salonuna iki kere girmek zorunda kaldıysa sanırım ortağın haklı çıkıyor. Open Subtitles ان كان حقا سفين قد اخذ هذا الطريق اذن اظن بان شريكك كان محقا
    Ama Sven tekrar "az ama öz" yaklaşımını denerse diye Sherlock arama bülteni için alternatif görünüşünün modellerini çıkarmış. Open Subtitles لكن للاحتياط من ان سفين قد يقوم بالتخفي مرة اخرى شيرلوك قام بعمل اشكال متوقعة
    Sherlock, mesajlarıma neden cevap vermediğini bilmiyorum ama Sven Eklund hala yakalanamadı ve yardımına ihtiyacımız var. Open Subtitles شارلوك ، انا لا اعلم لما لا تجيب على رسائلي لكن سفين اوكلاند لايزال حرا
    Bunu daha erken fark edebilirdik ama Sven konuşmayacaktı, veya suçlama olmayacaktı bu yüzden rapor, dosyaların en altında kaybolmuş. Open Subtitles كنا سنقبض عليه بسرعة لكن سفين لم يكن ليتحدث او يقدم شكوى لذا ضاع التقرير تحت كومة من الملفات
    Sven'in birçok müşterisinin o sıkıcı depodan geldiğini sanıyorum. Open Subtitles اظن بان الكثير من زبائن سفين يأتون من هذا المكان المظلم
    Bu telefon kayıtlarına göre Sven Arrieta üzerinde çalışırken Willowbrook yöneticisi Michael Haas'ı aramak için işe ara vermiş. Open Subtitles استنادا على سجلات الهاتف سفين اخذ استراحة خلال فترة عمله على ارييتا ليتصل بمايكل هيس مدير ويلوبروك
    Bu berbat biliyorum ama eğer Sven cesedi mumyalamamış olsaydı, daha kötü kokardı. Open Subtitles اعلم انه امر مروع لكن الرائحة كانت لتكون اسوء لو لم يحنطه السيد سفين اوكلاند
    Sven'in sizi neden aradığını biliyoruz. Open Subtitles اسمع، الان نحن نعلم لما كان سفين يتصل بك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more